Hadi Dilek Tut!

(Bu yazının okunma süresi yaklaşık olarak 4 dakika sürmektedir.)

Tutacak dilek bulmak mı zor yoksa dileklerin gerçekleşmesini beklemek mi? Her doğum günümde, her dilek kuyusunun önünde ya da ismi aynı olan iki kişinin arasında dururken tutacak dilek bulmak dünyanın en zor şeyi benim için. Gerçekleşeceğinden falan değil he. İnanmıyorum onlara. Ama nedense tutacak dilek bulmak konusunda hep telaşlıyım. Bir pastanın başında saatlerce bekleyip etrafımdaki insanların sıkıntıdan patlatacak kadar bir zamanım yok. “Hadi dilek tut!”  Sadece on saniyem var ve o on saniye içinde evrenin en iyi, en mantıklı ve en geçerli dileğini bulup o mumları söndürebilmeliyim. 

10

9

Ne dileyeceğimi bilmiyorum.

8

7

6

Çok az kaldı. Herkes bana bakıyor.

5

4

3

Çabuk aklına gelen ilk şeyi dile!

2

Ve 1!

Pastanın mumlarını söndürdüm. Çevremdeki herkes beni alkışlıyor. Bu hepimiz için bir yandan çok önemsiz iken aynı zamanda her sene tekrarladığımız bir ritüel. Ve ben her sene bu ritüeli gerçekleştiren en beceriksiz insanım. Bu olay yeteri kadar gerici bir durumken anlayamadığım bir şey var. Bu dilekleri kim duyuyor ya da biz kime diliyoruz? Çünkü şu zamana kadar ne dilediysem hiçbiri gerçekleşmedi ve inancımı çok uzun zaman önce yitirdim. Belki de ben bu işi pek kotaramadığım için gerçekleşmiyor olabilir. Bunu anlayabilirim ama dilediği dileği gerçekleşen kimseyle karşılaşmadım henüz. 

Ama her ne kadar durum böyle olsa da doğum günü pastasının önüme her gelişi ve herkesin hep bir ağızdan iyi ki doğdun şarkısını söylediği o saniyelerde içimi ufak bir umut kaplar. Yeni başlangıcın getirdiği bir umut… O an kendimi her şeyi yapabilecekmiş gibi hissederim. Dünyada benden iyisi olmadığını düşünürüm. Ama bu sadece kısa bir andır. Çünkü pasta önüme gelmiş olur ve dilek bulma gerginliği arasında bu umutta içimde ki boşlukta bir kâğıt parçası gibi süzüle süzüle kaybolur. Bilmiyorum belki de bu dilek işini çok yanlış anladım.

O sonsuz güce sahip olduğum kısa anı hiç kaybetmemeyi dilemeliyim belki de ya da bu dilekler o umudun teminatı olmalı ki o umudu içimde bir ağaç gibi büyütebileyim. Sesli düşünüyorum sadece. Burada doğru ya da yanlış diye bir şey yok. Sadece aklımın içinde düşüncelerimin yazılara dökülerek bir anlam bulmaya çalışması var. Aynı dileklerde de olduğu gibi. 

Hala ne dileyeceğimi bilmiyorum. Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum ama galiba o küçük umut hissine tutunmam gerekiyor. Bence her şeyin sırrı onda saklı. Bütün sorularımın cevabı onda. 

Benim ne bugün doğum günüm ne de dilek tutmamı gerektirecek bir durum var ortada. Sanırım sadece biraz umuda ihtiyacım var. Hepimizin ihtiyacı olduğu gibi. 

Görsel Kaynakçası: Görsel bana aittir.

Yazar: Aysima Nesrin Şahin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.