Zihnimden Hallice

Fazla maddeci bir topluluğun dayanılmaz yapaylığıyla boğuşuyorum soyut dünyamda. Kelimeler zihnimde köşe kapmaca oynuyor.

(Bu yazının okunma süresi yaklaşık olarak 2 dakikadır.)

 

Aklıma tasa, kalbime coşku düştüğü ân yazmaya güdüleniyorum. Parmaklarım kıpırdanıyor kelimelere can vermek için. Sabahları alarm ertelemekten yaşamı ertelemeye doğru giden bir yolun endişesini resmediyorum. Kalbim öksüz kaldı hafızamla arasındaki arızalı bağ yüzünden. Ufaldı ufaldı. Küçükken bayramlarda verilen o beş lira harçlıkla bakkala giderdim. Canım ne istiyorsa alırdım ve hiç bitmezdi o para. Ben de doyamazdım harcamaya. İşte bu kadar sonsuzdu sınırsız sevgim ve büyüktü hislerimi misafir eden kalbimin odası. Geçmişte çakılı kalmak geleceği de kendisine benzer kılıyor her anlamda. E tabii dün kadar etmeyen bugünümün insanları, koşulları, dinamiği de cabası. Ah, yüreği kanlı mâbedim.

 Fazla maddeci bir topluluğun dayanılmaz yapaylığıyla boğuşuyorum soyut dünyamda. Kelimeler zihnimde köşe kapmaca oynuyor. Sonra bir ânda ellerim, kollarım, bacaklarım zapt edilemez hâle geliyor. Esasen farkında olduğum  tüm bu hâllerimi yeni yeni adlandırabiliyorum: SAATLİ BOMBA. Evet, ben bir saatli bombayım. Kendime bile “beklenmedik olmak”… Üstelik bu durumların komutası da bende değil zaman zaman. Beynimin işleyişi, itici durumlar derken yaptığım eylem ve düşünsel faaliyetler zamanla kendime yabancılaşmama sebebiyet veriyor. Size de oluyor mu bilmem ama kişiliğimi tanımlamakta zorlanır hâle geliyorum. Daha ben kendime etiketler biçmekte başarısızsam, her bir kafadan başka bir ben tanımı çok olağan aslında. Belki bu satırları kendi perspektifinizde anlamlandırmaya çalışırken çok dolaylı düşün yolları kullandığımı düşünebilirsiniz. Bazen benim de aklıma takılır bu hâl, fakat sonra, oldukça kompleks olan akışa iyi bir filtre görevi gördüğü kanısına varırım.

Sorunlarla garip bir yarış içindeyim ama finale çok yakınız. Hani bir şey düğüm olur çözemezsin. Sonra sen onu çözene kadar yeni bir düğüm daha olur. Bu düğümler belli bir çokluğa ulaştıktan sonra o düğümü bir daha hiç çözemezsin. Tam olarak bu noktaya çok yakınım işte. Sonunda o ipi komple koparmak zorunda kalacağım. Mevzu ipi nasıl kopardığımla patlak verecek sanıyorum. Ya ipleri komple kesip yok edeceğim ya da ipin yarısını kesip yeni baştan düğümü çözeceğim. İlk olasılık aynı zamanda tek olasılık. Evet, olasılıktan çıkıp mutlak olacağı günün cesaretini hep muhafaza ederim içimde.

Hazır değil ruhum sonuma.

Kim olur ki zaten değil mi?

Derviş veyahut bir deli mi?

Bolca soru işaretleri ve düşünme eylemi.

 

Öyle bir karmaşa ki bu, aynam bulanık. Ve öyle yazılmış bir beste ki bu, tutkularımı kül edecek.

Konuk Yazar: Aleyna Yılmaz

Görsel: Dilara Elif Demiriz

Kaynak: https://www.intagram.com/artbyded/

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.