(Bu yazının okunma süresi yaklaşık 3 dakikadır.)
Nasıl izah edilir ki çarelere içimdeki dertler, zihnimdeki trafik. Paragrafları sığdırdığım şiirlerim mi anlatır en iyi, yoksa bana bazı zaman düşman ama bazen de haz veren sivri dilim mi?
Kendini bilmez benim bu benliğim,
Anne tokadı yememiş,
Uslanmaz bir çocuk tasviri.
Her gün yeni bir merhaba.
Her gün yeni bir karmaşa.
Kafamda dev bir müsabaka,
Sancılı mazimin ve muğlak istikbalimin.
Gecelerimi çalmış benden,
Masalsever zihnimin kurguları.
Zihnim kalbime eşlik ettiği zaman ruhum özgürleşiyor. Bir de keşke düşüncelerim dilime süratle çakılmasa, kalsa zihnimde inzivaya. İşte o zaman kontrolümü daha zahmetsiz sağlayabilirim. Çünkü bu, kendimi ifade edemediğim bir kısır döngünün içine sokuyor beni. Öfkelendiriyor, uzaklaştırıyor dikenli kişiliklerden.
Çıkıyorum denizden hızlıca. Artık okyanusta yolumu bulmaya doğru rotalar çizeceğim. Korkmuyorum. Onlarca kombinasyon, olasılık, düşünce, his arasında kendimi, geçmişimi ve geleceğimi sorgulayıp yanlış karar vermekten tedirginim sadece. Yanlışı düzeltmek baştan başlamaktan daha zorlayıcı çünkü.
Kendinden geçmiş kendilikler,
Kendinden olmayanı örseler durur.
Bar çıkışı yalpalayan ruhu sarhoş,
Yıkılan dünyasıyla karşılıklı raks eder.
İki hoşsohbetin, leke tutmuş karakterleri perdelediği zamanda hayattan düşmemek için kendine yabancı kişilik ne de çok. Kelime ustası olmalı insan. Kelimeleri bazen şefkatli bir sarılmanın yerine geçmeli bazen bir kurşun işlevi görmeli. İnsandaki iyiler ve kötülerin değerini hakikatli bir sıraya koyamayan, sanıyorum ki bertaraf olup mağlubiyetiyle barış içinde olamaz bile. Manasının derinliklerinde gezinilmemiş dilden düşmeyen sığ fikirler dozu arttıkça daha da sığlaşır olmuş. İnsanı insan yapan düşünme eylemi konulmuş bir kenara. Aynı zamanda bir düşünce hali, bitmek bilmeyen. Her şey tepetaklak olmuş. Eylemlerine göre doğrularını çizer olmuşlar. İhtimallerin genişliğini eylemlerine özgürlük bilenler, sokmuşlar kalplerine zehri, şaşırmış terazileri. Bu düzenden yoksun, bulanık ortamda nasıl mı gerçek beni koruyacağım? diye sorduğumda kendime, cevap bulamam. Dünyanın deli tanımına etiket olmamaya gayret gösterebilirim sadece.
Hızlı adımlar atar iken rüzgara,
Rast gelmişim puslu kasvetine.
Ağır adımlarla yürüyemem ben,
Ruhumun boğazına çökemem.
Yazar: Aleyna Yılmaz