(Bu yazının okunma süresi yaklaşık 2 dakikadır. )
Bazı anlar vardır. Bir şeylerin bizden daha büyük olduğunu anladığımız anlar. Her şeye müdahale edemeyeceğimizi, düzeltemeyeceğimizi ya da çabalayamayacağımızı anladığımız anlar… O anlarda sorgular insan yaşamın anlamını. Arar durur bulmak adına. Anlamaya çalışırken boğulur, derinlerde nefes almaya çalışırken yitirir gençliğini. Sevgi isteriz. Anlamlar denizine dalar, siyaha boyarız bulunduğumuz yeri. Bir tanesini seçmek zordur çünkü. İnsanlığın karmaşıklığı hem heyecan vericidir hem de ürkütücü. Tanıyorum dediklerimiz, bir gün düşman; uzak durduklarımız bir gün sevgili; nefret ettiklerimiz bir gün dost olabilir çünkü. İşte hayatın, tanrının, evrenin ya da kaderin, adına her ne derseniz, sizden daha büyük olduğunu kabullenmek zorunda kalırsınız. Sevgi de böyledir. Büyüktür çoğu şeyden. Kirletilmeyi sevmez. Beyazlığını korumak adına attığınız çamurları size geri gönderir. Hem de en acıtıcı şekliyle. Bu onun farkında ol deme şeklidir: “Ben burdayım ve bulunduğun yeri sarsarım. Sadece yollarımızın kesişmesi yeter. Belki bir annenin şefkatli kollarında, belki gurur duyan bir babanın gülümseyişinde, belki bir sevgilinin özleminde, belki de bir arkadaşın neşesinde kesişiriz. Haberin bile olmaz. Kalbin yumuşar. Yapmam dediklerini yapar, övündüğün her şeyi geride bırakırsın.”
Bazen karşımıza çıkanın basit bir taklit olduğunu anlamak zordur bizim için. Sevginin yüceliğini bilir, sorgulamak istemez ve sadece sahip olmak isteriz. İçimizdeki o arzu bizi kör eder. Taklitlere tutunup, hayatımızda tutmak adına amansız bir çaba sarf ederiz. Ve hayat yine gösterir bizden büyük olan şeyleri. İlahi güçler tarafından hatırlatılır adeta: “Senden büyüğüm, aradığın yerde değilim ve bu kadar ucuz değilim.” Saçlarımıza aklar düşene kadar anlamayız belki de bu mesajları. Zordur bulmak. Ama bulunca kaybetmemek için son nefesinize kadar ilgiyle bakarsınız sevgiye. Ne kadar narin olduğunu bilerek. İnsanların bulmak için savaşlar verdiğini, kaybettiğinde gerçek savaşlara dönüşerek bir çoğunun hayatını etkilediğini bilerek. Sevgisiz bir dünyada büyüyen çocukların, sonsuza kadar taklitleri üstlerinde birer lanet gibi taşıdıklarını bilerek.
Sevgi, kalbimdeki en derin yarayı bile onaran güç. Seni bulabilmek adına birçok engele takıldım. Çıkmaza girdim sanıp, farklı yollar aradım. Çaresiz arayışımı bitirdiğimde beni buldun. Bana tekrar tekrar her şeyi kontrol edemeyeceğimi hatırlattın. Burnumun ucundaki cevapları görmemi sağlayıp, bana her zaman umut verdin. En umutsuz olduğumu düşündüğüm anlarda bile. Geldiğin ana, seni getirene ve aydınlanmamı sağladığın güne minnettarım. En karanlık anlarında bir ışık ol seni bekleyenlere. Ol ki varlığın dünyayı ısıtsın. Saflığın silsin bütün kirleri. Ol ki sonsuz baharlar yaşansın kısacık ömürlerimizde…
Yazar: Sema Nur Terzi