Yasak Meyveden Marshmallow Deneyi’ne

''Yasak meyveyle işlenen günah, Adem ile Havva’nın mayasına girerek insanlığın hamurunda yoğrulmuştur. Tanrı; insanın mayasını bilir, anlatır yaratılışta: İki günahkâr ebedi cenneti kurban eder yasak meyvenin tadına.''

(Bu yazının okunma süresi yaklaşık 3 dakika sürmektedir.)

Yasak meyveyle işlenen günah, Adem ile Havva’nın mayasına girerek insanlığın hamurunda yoğrulmuştur. Tanrı; insanın mayasını bilir, anlatır yaratılışta: İki günahkâr ebedi cenneti kurban eder yasak meyvenin tadına. Nefs hakimiyeti nasihat edilir sıkça dört büyük kitapta. “Ama iyiyle kötüyü bilme ağacından yeme. Çünkü onu yediğin gün ölürsün.”  yazar Yaratılış 2:17’de inananlara.

Dünya’nın Güneş etrafında bir tam dönüşüyle anılmaya başlar Tanrı Janus, her 365 günde yapılan bir ritüel gibi. Kimileri için milattır yeni başlangıçlara. Kimi her gün yeni bir sayfa açar hayata. Kiminin mücadelesi gidebildiği yere kadar, kiminin diğer sayfaya geçene kadardır.  

Şekerlemenin Gücü

Şekerlemelerin gücünü keşfeden psikolog Walter Mischel, 1970 yılında önemli bir deneye imza attı. 4-6 yaş aralığındaki çocukların öz istenç ve hazzı erteleyebilme becerisiyle ilgili yaptığı deneyde ileriye dönük şaşırtıcı bilgiler elde etti. 

Denek, seçtiği şekerlemeyle birlikte odada yalnız bırakıldı. Çocuk, anlık hazlarına uyarak önündeki şekerlemeyi yiyecek  ya da süre bitene kadar bekleyerek lezzetli şekerlemelerden 2 tane yiyecekti. Adı “Marshmallow Testi” olarak anılan deney kısaca bu şekildeydi. Şekerlemeler, karşı konulamayan arzuların ve bastırmakta zorlandığımız dürtülerin birer sembolüydü. Çocuğun kurabiyeyi yememek için gösterdiği mücadele alkolü bırakmaya niyetlenen bir yetişkinde görülebilirdi. Deneydeki çocukların her biri yaşamın içindeki bizlerin birer temsilcisiydi.                                                                          

Marshmallow deneyi hazzı erteleyebilme becerisine sahip olan çocukların sahip olmayanlara kıyasla ergenlikte daha az sorun yaşadığını, kaygı ve stres içiren durumlarından daha başarılı çıktığını ortaya koydu. Hedefe ulaşmadaki mücadele ve kararlılık daha yüksekti bu durum SAT puanlarına da yansıdı, aralarında 210 puan farkı vardı. Marshmallow’un yerini yıllar boyunca pek çok şey aldı. 20 yılın ardından çocuk denekler yetişkin olarak döndü ve değerlendirildi, durum seneler öncesiyle paralellik gösterdi. Daha az azim gerektiren işleri tercih eden düşük öz denetime sahip kişiler, uzun vadeli planlar ve hesaplar, yatırımlar yapmakta zorlandı. Düşük öz denetime kıyasla yüksek özdenetim, yetişkinlikte madde kullanımı daha az, vücut kitle endeksi daha düşük bireyleri oluşturdu. İstençlerini kontrol becerisi yüksek, kararlılık gerektiren işlerde başarılı oldular. Duyguların kontrolünü ele alan bu kişiler, kişilerarası ilişkilerinde başarıyı yakaladı. 

Deney çocuklukta kazanılan özdenetimin, hayatın geri kalanına etkisinin yadsınamayacağını da bizlere öğretti. Ebeveynler ve eğitimciler bu öğretiyi göz önünde bulundurmalı, çocukları hayata hazırlarken kendilerine düşen görevi layıkıyla yerine getirmeliydi. 

Platon fısıldadı: “İnsanın kendi kendini fethetmesi zaferlerin en büyüğüdür.” Unutulmamalıdır ki Jul Sezar’ı savaş meydanında yenilmez kılan budur. Olympos tanrılarının menfur ve sapkın davranışlarının esas sebebi de budur.

Yazar: Betül Beyza Gültekin

KAYNAK

Mischel, W. (2016). Marshmallow Testi. (B. Satılmış, Çev.). İstanbul: Pegasus Yayınları (Orijinal basım tarihi 2014).

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.