Okuduğum hiçbir yazıya inanmak istemiyordum. Tüm o çizgili kıyafetleri, insanların üst üste yattığı yerleri, tren raylarını ve toprak zemini hala zihnimde bir gerçekliğe oturtamıyordum. Kitaplardan okuduğum hikayelerin yaşandığı yerdeydim. Kitaplara inandım ama yerlere inanamadım.
Nereden Gelip Nereye Gidiyoruz?
ÜNZİLE
“…hala bir yerlerde sayılıyor Ünzile’nin kaç koyun ettiği. Bizim elimiz uzanmıyor olabilir oralara, peki ya sesimiz duyulursa? Ünzile’yi köyün en son çitinde dünyanın bitmediğine inandırabilirsek belki kavuşur ellerimiz.”
BALKON SOHBETİ
Demek, bileklikler, şarkılar, sohbetler, ölüyor. Yenilerine yer açmak için. Yine de hiçbir şey yerini tutmadı uzun yaz gecelerindeki balkon sohbetlerinin, kışın ortasında kendimizi iki kuru sözle avuttuk.
MEKÂNIN HATIRASI
Hatıralar canımı acıtıyor. Ve ben olduğum yerde değilim artık. Üzerinden yıllar geçmiş bir hikayenin içinde yaşıyorum. Hikayenin ana karakterinin adım adım büyümesini ve bana dönüşmesini izliyorum.