(Bu yazının okunması yaklaşık olarak iki dakika sürmektedir.)
Bir komedi filminde duyduğum bir cümlenin aslında hiç basit olmadığını anlamamla başlamıştı her şey. Dışarda hepimizi içine alan ve bizi sandığımızdan çok daha fazla yaralayan bir hayat vardı ve o hayatın içinde kendimize kendimizce bir yer bulmaya çalışırken deli gibi çırpınan bizler vardık. Başkalarının doğru ve yanlışlarıyla yaşarken kendimizi kaybettiğimizi hiç anlamadığımızı, daha da kötüsü kendimize bunu bir kere bile sormadığımızı anladığımda bazılarımız için çok geç olan zamanla asla barışamayacağımı anlamıştım.
“Ben aslında kimdim?”
İşte bu soruyla o anlamlandıramayıp bastırdığım bütün küskün ve hırslı düşüncelerim gün yüzüne çıkmıştı. İşte bugün farklı bakıyordu gözlerim, zihnimin perdesi habersiz arayışımın rüzgarıyla aralanmıştı. İlerisinde ise sadece ben vardım . Ruhumu ve bedenimi kuşatan sayısız güzellikle orda öylece duruyordum. Mutluydum…
Aynada kendi gözlerine hiç bakamamış kirli bakışlardan, o hiç susmayan, başkalarını incitmeye ant içmiş dillerden, sadece yargılayanlardan, hunharca eleştirenlerden , mutsuzluğunun yükünü çaresiyle hafifletmek yerine başkasını mutsuz ederek yükleri eşitlemeye çalışanlardan uzaktaydım.
Bedenim yalnızca ruhuma itaat ediyordu şimdi ve ben varolmanın o eşsiz hafifliğiyle belki de ilk defa tanışmıştım…
Yazar: Seher Avcı
Görsel Kaynak: https://pin.it/3nmP5gDGN