Travma Mağdurunun Penceresinden Psikolojik Travma

Önceliklerimiz değişiyor, hayat standartlarımız değişiyor, beklentilerimiz değişiyor, isteklerimiz değişiyor.  Önceden duası  “Lütfen babam bana bu kırmızı oyuncak arabayı alsın.” olan küçük çocuğun, “Hoşlandığım çocukla karşılaşayım.” olan genç kızın,  “Yüksek lisansa kabul edileyim.”  olan üniversite öğrencisinin, “Çocuğumun mürüvvetini dünya gözüyle göreyim.” olan annenin, “Şu evin borcunu kapatsak da bir tatile çıksak…” olan babanın ,  ” Torunumun torununu da görsem… ”  olan anneannenin,  “Hadi şu doçentlik sınavını da vereyim.” olan akademisyenin;  şimdi tek bir duası var  hepsinin:  “Lütfen  sevdiklerim  ölmesin!”

 

Türk Psikologlar Derneği 1999 Marmara depremi ile birlikte travmayla aktif çalışmaya başlamış.  Yani Türkiye’deki travma çalışmaları için 1999 yılı bir dönüm noktası olarak görülüyor. Yıllar geçtikçe de 1999 depreminin yanına pek çok travmatik yaşantı  eklenerek ne yazık ki Türkiye’nin travma literatürü epey genişledi. Eklenenler arasında  neler mi var? Van Depremi, Soma Maden Faciası, Ankara’da meydana gelen patlamalar, Suruç patlaması, Sultanahmet patlaması, Taksim patlaması, Vezneciler patlaması, Atatürk Havalimanı patlaması ve daha birçokları… En yenisi de bu yazıyı yazmaya başladığımda henüz gerçekleşmemiş olan, ancak yazıyı sonlandırdığımda  etkileriyle hâlâ hayatımızı sarsmaya devam eden  15 temmuz darbe girişimi ve sonrasındaki gelişmeler…

İnsan eliyle gerçekleşen travmalarla sarıldı etrafımız. Bu yıkıcılığın altından nasıl kalkacağız bilmiyorum.  Eski hayatlarımıza dönebilecek miyiz, eskisi gibi mutlu olabilecek miyiz, yaralarımız sarılacak mı?

Travmanın tanımı Türk Psikologlar Derneği’nin internet sitesinde şöyle geçiyor : “Kişinin fiziksel ve psikolojik varlığına, bütünlüğüne tehdit oluşturan, inanç ve güven sarsılmasına, kayıplara ve zararlara sebebiyet veren, kişinin dengesini bozan ve kontrol dışı olarak gerçekleşen durumlar/olaylar travmatik olarak adlandırılırlar.” **

Deprem, sel, kasırga, tsunami  gibi doğal afetlerin sebep olduğu durumlar  “doğa kaynaklı travma yaşantıları” olarak adlandırılır. Bunun dışında bir de “insan eliyle oluşturulan travmalar” söz konusudur: savaş, terör olayları,  şiddet, taciz ve tecavüz , işkence, mobbing…  İnsan eliyle gerçekleşen travmatik olayların doğa kaynaklı olanlara göre travmatik stres belirtilerine daha fazla sebep olduğu bilinmektedir. Travma yaratan etken doğa ise bu “AFET” oluyor; insan ise “VAHŞET”…

Türkiye’de son zamanlarda yaşananlar da işte bu “insan kaynaklı” travmalar sınıfına giriyor: bombalar patlıyor, terör saldırıları oluyor… Bu olaylar sadece yaşayan kişiyi değil, doğrudan ya da dolaylı olarak tanık olan kişileri de etkiliyor; yani tüm toplumu etkileyerek  toplumsal travma  sınıfına giriyor.

Travma alanının ilgimi çekmesinin sebebi  içinde yaşadığım toplum mu bilmiyorum. Ancak bu alana merakımdan ötürü  travma ile ilgili birtakım sempozyum ve konferanslara katıldım. En son katıldığım ve bence en kapsamlısı  Türk Psikologlar Derneği‘nin 1. Travma Sempozyumu idi.  Bu yazımda yapmak istediğim, travma ile ilgili şimdiye kadar edindiğim bilgiler ve katıldığım sempozyumlarda aldığım notlar içinden  kendimce önemli noktaları derleyerek  sizlere sunmak.

 

* William L. Randall : “İnsan hikayesi olan bir hayvandır.”  

Kendi hikayemiz, benlik kurgumuz inatçıdır.  Travmatik yaşantı ise egodistoniktir (benliğe yabancıdır). Travma hatırası öyküsel değildir, bölük pörçüktür ve  benlik öykümüzün sürekliliğini bozar. Kişinin yaşamına eskisi gibi devam etmesini engeller, günlük hayatını sekteye uğratır.    

* Travmatik etki görünmeyen bir yaradır.

* Travma bir kayıp yaşantısıdır.

Bu kayıp somut olmak zorunda da değildir. Örneğin, güven kaybı.  

* Travmatik yaşantının sebep olduğu temel duygu “güvensizlik”tir.

Travma; insandaki,  “dünyanın güvenilir ve kontrol edilebilir bir yer olduğu” inancını sarsar: Her an her şey olabilir. Özellikle de  insan eliyle olan travmalarda güven ve kontrol duygusu yerle bir oluyor. Kendimizi güvende hissettiğimiz yerler elimizden alınıyor :  okulumuzun bulunduğu Vezneciler, önünde bir zamanlar fotoğraf çekildiğimiz Güvenpark ve üzerinde F-16’ların uçtuğu evimiz…

Bunun yanı sıra  travmatik olay geçmek bilmeyen korku ve endişeye, çaresizlik hissine ve üzüntüye neden olur.  Hayatta kalanların öfkesi söz konusudur. Bu öfkenin kaynağı olarak da  engellenme ve sınırlanma hissi gösterilebilir.  

*Travmatik olayın sebep olduğu stres tepkileri  kişiden kişiye farklılık gösterir.  

Olayın travmatik etki yaratıp yaratmaması;  kişinin olayı algılayış biçimine ve  olayın kişinin yaşamı, duygu ve düşünceleri üzerinde nasıl bir etki bıraktığına bağlıdır. Her olayın her birey üzerinde yaratmış olduğu etki farklıdır.

Travma sonrası  gözlenen stres tepkileri  fiziksel, duygusal, davranışsal ve bilişsel olmak üzere farklı türlerdedir. Olası tepkilerden bazıları:  uyku düzeninde bozulma, flashbackler, kabuslar, dikkat dağınıklığı, tam veya kısmi amnezi, olayı hatırlatıcı uyaranlardan kaçınma, duygusal küntlük, aşırı uyarılmışlık hali/sürekli tetikte olma, baş ağrısı, mide bulantısı, iştahta azalma/artma, öfke kontrol güçlükleri, kaygı, depresyon, suçluluk duygusu, güvensizlik, üzüntü, madde ve alkol kötüye kullanımı….   

* Travmatik olay karşısında olağan baş etme mekanizmaları devre dışı kalır.

* “Anormal durumlara verdiğimiz normal tepkiler” (Judith Herman)

Travmatik olay sonrasında ortaya çıkan stres tepkileri “anormal bir duruma verilen normal tepkiler” olarak görülür.  Örneğin; ortada bir tehdit varsa tetikte olmak normal bir tepkidir, rasyoneldir.

* Travma Sonrası Büyüme

Travmanın olumsuz etkilenirinin yanı sıra “travma sonrası büyüme” denilen bir durumda söz konusudur. Yani yaşanan travmatik olayın kişiye olumlu yönde etkileri de mevcut: yaşamın değerini anlama, yeni seçeneklerin farkına varma, benlik algısında olumlu değişim, kişiler arası ilişkilerde olumlu değişim gibi…

Buraya kadar travmaya “travma mağduru” penceresinden baktık, yazının devamı olan “travma alanında çalışan profesyonellerin gözünden travma” için haftaya aynı gün sizleri buraya bekliyoruz.

Travmasız günler diliyorum !

 

NOT : Okuma listeme eklediğim 2 kitabı sizlere de önermek istiyorum;

Travma ve İyileşme (Judith Herman)

Güneşe Bakmak Ölümle Yüzleşmek (Irvin Yalom)

 

** Bozunoğulları, D. (Şubat 2014). Travmatik yaşantılar. https://www.psikolog.org.tr/assets/uploads/file/pdf/TravmatikYasantilar.pdf

YAZAR: Yağmur TELEFONCU

 

Görsel: http://www.123inspiration.com/minimalist-black-and-white-surreal-photography-by-ioannis-nikiforakis/

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.