Kimsesiz Kalabalıklar

Kimsesiz kalmış bir kalabalığım. Eylem halindeyim. Haklıyım! Duyulmamış sloganlar atıyorum. Dar sokaklara yakışır; karakolluk bir öfkem var arka cebimde. Metropollere sevmeyi, gülmeyi öğretecek miktarda aşk ve insanlık özü var sıktığım sağ yumruğumda. Deniz görmüşlüğüm de var, koyun gütmüşlüğüm de. Her kafamda bir ses, her tarafımda başka bir renk. Yaşım, kendi tarihim kadar. Yaşadıklarım, bildiğim ve anladığım kadar. Çok kalabalığım ama kimsecikler de yok gibi benden başka. Yere vurulan her topuk başka yağmurlara avuç açmış. Ara sokaklara kaçan hain fikirlerin vicdan huzursuzluğu da var bende. En cesur, en civanmert nefesi; uzaklardan duyulsun diye kendini parçalayarak onurlu bir göğüsten salan sine de bende. Evde tutulan çocukların sokağa salındığı bir dünya gibiyim. Tek doğrusu, çok sorusu olan kendinden bezmiş bir cevap gibiyim. Yemek kitabına konmuş beş satırlık bir Orhan Veli’yim. Cennette saçma sapan bir kıyamet sığınağı. Aşığını aldatan, kendini aldatan bir yosma eteği var üstümde; yönüm kabeye. Kuşları dağılmamış, ıslak bir sahil bankının üstüne düşmüş simit tanesiyim. Tarihi eserlerin ruhunda yaşamaya çalışan bir ibret belki de. Haftasonları yalnız gidilen bir filmde komik sahnelerde ağlayan koca bir  adamım… Heyt be! Ne kadar çokmuşum ben; ne denli yok olmuşum. 

Yazar: Alper Günerigök

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.