Yıkımın Ötesinde

"Eğer hayat, düşüşlerin ve kalkışların toplamıysa asıl zaferimiz hiç düşmemek değil, her seferinde ayağa kalkmayı seçmektir. Zira insanı yücelten, hatasız yürümesi değil; sendelediğinde yeniden doğrulabilmesidir."

(Bu yazının okunma süresi yaklaşık olarak 2 dakika sürmektedir.)

Yıkılmak, bir anın gölgesinde gerçekleşir; ayağa kalkmak ise cesaretin en çetin sınavıdır. Hayat, türlü zorluklar serer önümüze. Kimi zaman bir kaybın sızısı, kimi zaman bir hayalin kırılışı yahut bazen de kalbimizin derinliklerinde saklı korkuları… Her biri, birer durak misali çıkar karşımıza. Durup soluklandığımız o duraklarda her nefes alışımız, içimizde saklı, sarsılmaz güce sessiz bir davettir aslında. Pek de kolay değildir bu; en sağlam sandığımız yapılarımız sarsılır. Hatta kimi zaman güneşler açtırdığımız sabahlar, karanlığa sığınır ancak ne olursa olsun unutmamalıyız ki hayatın en karanlık anları, ruhumuzun en parlak yanlarını uyandırır. Tıpkı yeni ayın karanlığında, gökyüzünde parlayan, görkemli yıldızlar gibi. Düşmek, karanlık zamanlarda, ruhun ışığını hatırlatan, anlık bir uyarıdır. Zaman zaman adımlarımız karışır ve kendi ilerleyişinde takılır insan. Yolumuz düz değil ya, inişleri ve çıkışları vardır. Çıkarken sendelemek, ayağımızın kayması ve bazen bir iki adım düşmek, yükselişin doğal bir parçasıdır. Buna ne bir yolun sonu denir ne de bir yolun başlangıcı. Hayır, doğrusu, yolun kenarında soluklanmak için beklenmedik bir fırsattır. Durduğumuz her an, bize içimizdeki fısıltıları dinleme şansı verir. Gücümüzü toplamak ve ruhumuzu parlatmak için güzel vakitlerdir. Ne var ki güzel olduğu kadar bu da kolay değildir. Düşmenin getirdiği acı, belki hayal kırıklığının kanattığı yara; buradan aldığımız her sızı, bize yolumuzu seçmeyi ve içimizdeki ışığı parlatmayı öğretir. Yaşadığımız her düşüşte, ayağa kalkmayı seçecek kadar cesursak; ruhumuzun kanatları, yara izlerini birer tüy gibi taşıyacak ve bizi gökyüzüne daha yakın kılacaktır. Eğer hayat, düşüşlerin ve kalkışların toplamıysa asıl zaferimiz hiç düşmemek değil, her seferinde ayağa kalkmayı seçmektir. Zira insanı yücelten, hatasız yürümesi değil; sendelediğinde yeniden doğrulabilmesidir.

Eda Demiral

https://pin.it/4puncl5dm

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.