
Yalnızca ben mi yapıyorum, size de oluyor mu bilmiyorum ama bazen shuffleda müzik dinlerken aslında kafamda dinlemek istediğim şarkı veya şarkıları belirlemiş olmama rağmen, shuffleda onlardan birine rastlayana kadar şarkı değiştiriyorum. Bunun ultra modern bir klinik vakaya dönmeden ve terapist koltuğuna yatıp annemin nasıl ben bebekken bana sebzeli püre yedirmek için ağzıma muhallebi kaşığını yaklaştırıp jet hızıyla sebze püreli kaşığı ağzıma sokmasını anlatma raddesine gelmemek adına duruma el koymaya karar verdim, bir kaç seferdir kendimce söküğümü dikiyorum. Müziğimi açıyorum, shuffleına bırakıyorum! Bir şekilde benim kendi seçtiğim şarkılar çalmaya başlıyor müzik listemden, kimini kaç zamandır dinlememişim, kimin o listeye girme hikayesi bambaşka, kimini indirdikten sonra hiç dinlememişim, kimi en sevdiklerimden, kimi ‘Ay, bunu da kim indirmiş benim listeme böyle’ dedirtip hafif bir yüz kızarıklığıyla yan arabalara bakınarak müziği kısmama sebep oluyor, kimini duyunca bir göze toz kaçmalar, malumunuz kentsel dönüşüm çok toz yapıyor…
Shuffle Baba bana şunu fark ettirdi: benim kötü olarak gördüğüm ve kendi elimle açmadığım şarkılar genelde o kadar da kötü değillerdi, üstüne üstlük bir de o şarkılardan sonra sevdiğim şarkılar gelince, sevdiğim şarkılar da kulağıma daha bir güzel geldiler. Yin-Yang diyorum yani, bakın size iki dakikada kontrast yaptım Instagramsız. Ha, diyeceksiniz ki ‘Allah affetsin, yok olmuyor bazı şarkılar hakikaten çekilecek gibi değil, yapmışız zamanında bir hata’. İşte bu gibi durumlarda kısın müziğin sesini, ilginizi başka şeye verin, o korkunç şarkı arka fonda çalarken verimli bir şeyler yapın aklınızdan, gibi gibi…
Şimdi, belli filozofik, metaforik, bıdıbıdıbik cümlelerden geçtiğimize göre başa dönüp bir de bunu hayatlarımız için düşünelim mi, aynı anda bağlantıyı öngören çakalları da öpüyorum yanaklarından. Kanımca hayat da müzik de hem iyisiyle hem kötüsüyle güzel, çünkü mutluluk sadece mutlu anlar yaşamak yerine mutsuz anlardan da keyif alabilmeyi bildiğin zaman boyut kazanıp anlamlanıyor. Yani amaç bütünden keyif alabilmek, hem tümü iyi olan şeyden sıkılırsın, sen üzerinden kaç zaman geçmiş olmasına rağmen hala her yaz oturup Aşk-ı Memnu izleyen bir kültürün mensubusun arkadaş, nedir bu ben mutlu olacağım artistliği, değil mi?
YAZAR: Elif ERSOY