MUTLULUĞUN SIRRI

Şu sıralar yeni yönelim mutluluğun formülünü bulmak. Herkeste bir mutluluk arayışı, raflarda yeni yeni kitaplar: “Üç Adımda Mutluluk, Mutluluğun Kesin Formülü, Mutsuzluk Son Bulacak, Mutluluk Kazanacak, Haydi Gülümseyin…” Madem hepimiz bu zamanda bu konuya bu kadar ihtiyaç halindeyiz, ben size mutluluğun formülünü vereyim; vermek. Bana kalırsa mutluluğun formülüne bu kadar ihtiyaç duymamız, gitgide artan tüketim halinin içine batmamızdan kaynaklanıyor. Amerikalılar bu konuya uyanmış vaziyette. Bu konu üzerine birçok araştırma yapmışlar ve paralarını başka insanlara veren, bağış yapmaya harcayan insanların paralarını kendilerine harcayan insanlara göre çok daha mutlu olduklarını bulmuşlar. Türkiye’de ise bu farkındalığın çok oturduğunu düşünmüyorum. Micheal Norton, Harward Business School’da bir professör ve “How to Buy Happinness” (Mutluluğu Nasıl Satın Alırsınız?) adlı bir TED Talk konuşması var. İzlemelisiniz. (Makalesinin linkini de aşağıda vereceğim, okumalısınız.) Bu profesör paranızı doğru şekilde harcadığınızda mutluluğu satın alabileceğinizi savunuyor. Parasını sadece kendi için kullanan insanların asosyalleşmesinden ve bencilleşmesinden bahsediyor.”Paranızla asosyal olacağınıza paranızla sosyal yardımsever olsanız nasıl sonuçlar doğar?” fikrini ortaya atıyor. Yaptığı deneyde British Columbia Üniversitesi’ndeki öğrencileri katılımcı olarak kullanıyor. Öğrencilere öncelikle ne kadar mutlu olduklarını soruyor. Daha sonra öğrencilerden bir gruba içinde 5 dolar olan bir zarf veriyor ve bunu kendileri için harcamalarını istiyor, diğer bir gruba içinde 20 dolar olan bir zarf veriyor ve bunu kendileri için harcamalarını istiyor, diğer bir gruba içinde 5 dolar olan bir zarf veriyor ve bunu başkaları için harcamalarını istiyor, başka bir gruba da içinde 20 dolar olan bir zarf veriyor ve bunu başkaları için harcamalarını istiyor. Verilen sürenin sonunda öğrencilere yaptıkları harcamaları ve bu harcamalardan sonra kendilerini nasıl hissetiklerini soruyor. Günün sonunda paralarını başkalarına harcayan iki grubun (5 dolar 20 dolar farketmeksizin) daha mutlu olduğu, paralarını kendilerine harcayan grupların (5 dolar 20 dolar farketmeksizin) hayatlarında hiçbir şey değişmediği görülüyor. O zaman:

1.Para miktarı bir şeyi etkilemiyor.

2.Bir grup kendilerine alışveriş yapmalarına rağmen (yani sahip oldukları somut malzemeler var; kıyafet, toka, yemek vb.) kendileri hiçbir somut şeye sahip olmayan diğer gruba göre daha mutsuz.

Morali bozukken parasını alışverişe harcayan sevgili insanlar, alışveriş aslında sizi mutlu etmiyormuş demek!

Tam tamına 136 ülkede, paranı bağış yaparak harcamak ile artan mutluluk arasında pozitif bir korelasyon bulunmuş. Yeşil renkli ülkeler pozitif korelasyonu göstermekte. O kırmızıyı ben de çok merak etmiştim, Afrika’ymış.

Norton, deneyi iş dünyasında da uyguluyor. Bu kısmına geldiğimizde de iki grup katılımcı var. Bu iki grup; bir ürünün satışında beraber çalışan insanlardan oluşuyor. Grup A ve B diyelim. Grup A’daki insanlara zarf içinde para veriliyor ve bu parayı takım arkadaşları için harcamaları isteniyor. Grup B’deki insanlara da zarf içinde para veriliyor ama parayı kendileri için harcamaları isteniyor. Bu harcamalardan sonra Grup A’nın satış oranı B’ye göre çok daha fazla oluyor. Takım arkadaşlarına yaptıkları yardım; grup motivasyonu, iş performansı üzerinde olumlu bir etki gösteriyor.

Oregon Üniversitesi’nde bir başka profesör işin beyin kısmını araştırıyor ve çok ilginç bir sonuç elde ediyor. İnsanların bağış yapmaya karar verdikleri andaki beyin hareketini fMRI tekniğiyle gözlemliyor. Beyinde aktif olan bölgelerde kan akışı hızlanıyor ve fMRI bu akışı yakalayarak bize beyinin aktif bölgelerini gösteriyor. İnsanlar başkalarına yardım etme kararı verdiklerinde beyinlerinin “ödül, tatmin deneyimleriyle ilgili olan kısmı” aktif oluyor. Yani insanlar başkasına yardım ederken beyinleri aslında kendilerini ödüllendiriyor, tatmin ediyor, mutlu ediyor.

Bir taşla iki kuş vurmayalım mı? Bence vuralım.

İrem Kıllı

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.