
Kaş’ta bir yıldızımı aldıktan sonra rahatlamış şekilde geçirdiğim ilk sabah mutlu, mesut ve fark etmeden harcanan para yüzünden biraz parasızım. Peki, bu bir yıldız ne oluyor? Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu tarafından verilen sportif açık deniz dalışı için CMAS eğitiminin ilk düzeyini tamamlamış kişilere verilen bu belge ile eğitimlerinin 3.düzeyini tamamlayan dalgıçlar, diğer dalgıçların liderleri olarak dalış yapabilecek yetkinlikte sayılıyor.
Eğitim aldığım bu süreçte dalış eğitiminin eğlenceli olduğu kadar zor olabileceğini de gördüm. Deneme dalışında büyük bir korku ama denizin altında harika hissetmiştim. Şimdi ise 5 eğitim dalışı ve ilk bir yıldızlı dalışımla denizin altı ile ilgili kaygılarımın üzerine gitmiş oldum. Dürüst olmak gerekirse bu kadar zorlanabileceğimi düşünmemiştim. Bir korkum olduğunu ama deneme dalışı ile aşabildiğimi gördüğümü düşünmüştüm. Korkum beklediğim gibi suyun altında olmamı engellemedi ama eğitim için gerekli egzersizler hakkında kaygılanmama sebep oldu.
Genel kanının aksine, ben bazı korkularının üzerine gidilmemesi taraftarıyım. Kendi tecrübelerim ve çevremde gördüklerim bana, hazır olunmayan ve kötü sonuçlanan yüzleşmelerin korkuyu arttırdığını gösterdi. Benim için korku, insanın yenmesi gereken bir düşman veya aşması gereken bir engel değil; bazen basitçe kişiliğinin bir parçasıdır. Ama bu sefer korkumun yenilmesi gerektiğine karar verdim.
Peki, bu dalış eğitimi için psikolojik olarak neye ihtiyaç var? Sakinlik, kontrol ve dikkat. Ne yazık ki, su içerisinde sakinliğimi ve kontrolümü kaybetmeye meyilli olduğumu, yine suyun içinde fark ettim. Normal bir kursiyerden farklı olarak su içerisinde panik hissine kapıldığım durumlar fazlasıyla oldu. 3 günlük ve 5 dalıştan oluşan eğitimin 2. gününün 4. dalışında Denizin Altında Maske Tak-Çıkar Talimi yaparken 2 tekrarda da su yuttum. Ve en sonunda artık denizden çıkma isteğine kapılmışken, deneyimli hocamızın sayesinde sakinleşip dalışa devam etmem sonucunda, tekneye 4.dalışı tamamlamış olarak döndüm. Çıktığım zaman aklımdaki tek düşünce ‘Benim burada ne işim var?’ oldu ama bu düşünceye kapılmamın nedeni, sadece su yutarak korkmuş olmam değildi. Zira, bireyler olarak sosyal karşılaştırmalar yaparız ve ben de kendimi birlikte eğitim aldığım diğer kursiyerle ve önceki kursiyerler hakkında anlatılanlarla kıyaslıyordum.
Festinger (1954), kuramında insanların doğuştan sosyal karşılaştırma yapma eğiliminde olduklarını ileri sürmüştür. İnsanlar kendi yetenek ve düşüncelerini belirlemek, anlamlandırmak ve geliştirmek için diğer insanlarınkiyle kıyaslamak durumundadırlar. Özellikle yeteneklerin karşılaştırılmasında seçilen karşılaştırma türü, yana doğru karşılaştırmadır. (Saral,2013) Tıpkı benim yaptığım gibi. Kendimi benim gibi 1 yıldız eğitimi alan ‘ buddy ’mle kıyasladım. (Buddy bir dalış sırasında takım olduğunuz dalmadan önce, buddy kontrolü denen, ekipmanlarınızın kontrolünü yaptığınız kişidir.) Kişinin kendisine benzer diğerleriyle yaptığı karşılaştırma, yeteneğinin düzeyi hakkında bilgi vericidir. Başkaları ile yapılan sosyal karşılaştırmalarda kişi bir referans değer seçerek ve kendini onunla karşılaştırarak kendi durumunu ve yeteneklerini ortaya çıkarır. Kişi, kendi yeteneğine benzer kişilerle daha iyi ölçümler sağlar. Kişi özellikle kendi yeteneklerinden emin olmadığında karşılaştırma yapar. Karşılaştırmanın iki ana türü vardır. Yukarı yönlü sosyal karşılaştırma, kişinin kendisinden daha iyi durumdakilerle karşılaştırması iken; aşağı doğru sosyal karşılaştırma ise bireyin kendisinden daha kötü durumdakilerle karşılaştırmasıdır. (Gemlik, Sığrı ve Sur, 2007)
Ben de kendi yeteneğimden emin olmadığımdan dolayı yukarı doğru sosyal karşılaştırma yaptım. Aşağı doğru sosyal karşılaştırma olumlu benlik imgesini geliştirirken yukarı doğru sosyal karşılaştırma bireyde kendini geliştirme teşviki oluşturur. Ancak bunun ötesinde, tezatlık etkisi denen durum da ortaya çıkabilir. Bu durumda yukarı yönlü karşılaştırma olumsuz etki, aşağı yönlü karşılaştırma ise olumlu etki oluşturur. (Gemlik, Sığrı ve Sur, 2007) Ve bu durumu bilmeme rağmen, ben kötü şekilde etkilendim.
Tam bu moral bozukluğu sırasında, en yakın arkadaşımla konuştum. O da bana araba kullanmayı öğrenirken yaşadığı bir olayı anlattı. Yaya geçidinde fren yerine gaza bastığını, ardından panikleyerek kornaya yüklendiğini ve trafiğe bir daha çıkmamayı düşündüğünü anlattı. Peki, bu arkadaşımın anlattığı tamamıyla beklendik olay beni niye rahatlattı? Herhalde bununla ilgili ilk cevabım, yeni bir şeyler öğrenirken bu süreçte yaşayabileceğim zorlukları ve bu zorluklara rağmen başarılı olabileceğimi hatırlatması oldu. Tabii buna, basit olarak, ‘Bak, herkes çuvallayabilir. Bunda bir sorun yok.’ düşüncesi de dahil.
Moralimi düzeltmeme yardımcı olan bir diğer etki ise, eğitim sırasında yanımda olan annemin ve ailemin desteği oldu. Dalış yaptığım iki gece boyunca yaşadığı kaygıdan ötürü rahatsızlanan annem, buna rağmen hep devam etmemi istiyordu.
Ve açıkçası, dikkat eksikliği yaşayan biri olarak oldukça çabuk dikkatim dağılır ve sıkılırım. Dikkat eksikliği yaşayan kişilerin karşılaştığı en büyük zorluklardan biri öğrenme sırasında gereken konsantrasyonu sağlayamamalarıdır. Daha da kötüsü, bu eksikliği dikkatimizi vermemiz gerektiğini düşündüğümüz durumlarda daha da artarak yaşarız. Tabii bu durum su altında da sorunlara yol açtı. Kısacası sudan çok kendimle boğuştuğum bir eğitimi tamamladım.
Peki, ‘Kişilik özelliklerine ters bir spor niye?’ diye soracak olursanız… Basit bir matematik hesabı yaptım, yaşadığım korku yüzünden çekebileceğim sıkıntı ve aşabildiğim korku ile artan mutluluk. Evet, bazı korkular kişiliğinizin bir parçasıdır, hatta ölüm korkusu insan olmanın bir parçasıdır; hayatı değerli kılar. Ancak aştığınız her korku ile kendinize güveninizin artığını ve diğer korkularınıza karşı güç topladığınızı unutmayın.
Yukarıda anlattığım zorlukların sizi dalıştan soğutmasını istemem. Dalış eğitiminin benim aksime su altı ile ilgili kaygısı olmayan birçok kişi için, benim için olduğundan, daha eğlenceli geçeceğine ve geçtiğine eminim, verdiğiniz çabanın karşılığını fazlası ile alabileceğinize de. Eğitim almak istemiyorsanız bile profesyonel dalgıçlarla deneme dalışı yapmanızı kesinlikle tavsiye ederim. Çünkü denizin altında aldığınız her bir nefes hayatınız için bir yeniliği oluşturacak ve çok eğleneceksiniz.
YAZAR: Gözde DEMİR
KAYNAKÇA
GEMLİK, A. G. D. N.,SIĞRI, Ü., & SUR,H.(2007) Sosyal Karşılaştırma Ve Öğrenilmiş Güçlülük İlişkisinin Yönetsel Etkileri Hastane Yöneticileri Ve Çalışanları Üzerine Bir Çalışma. Yönetim,57,55-66
SARAL K.(2013).Yetiştirme Yurdunda Kalan Ergenlerin Stresle Başa Çıkma Tarzları Eğitim-Öğretim Yaşantılarda Stresle Başa Çıkma ve Sosyal Karşılaştırma Düzeylerinin Bazı Değişkenler Açısından İncelenmesi. Yayınlanmış Yüksek lisans Tezi,İstanbul Arel Üniversitesi,İstanbul
TPÖÇG Blog Yazarı | Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Öğrencisi