
Yine kendi kendine konuşurken lafın lafı, konunun konuyu açtığı bir geceydi. Babaannesinin yayla evinde, oldukça serin bir havada balkondaki sedirde düşünceleriyle savaşarak uyumaya çalışıyordu. Cibinliğin koruması altında uyumak, böcekler ve sineklerle olan mücadelesinde onu 1-0 öne taşıdığı için mutlu ve gururluydu. Gecenin karanlığına yalnız başına meydan okuyan az ilerideki sokak lambasına ilişti gözü. Cibinlikteki küçük delikciklerin yalnızca birine odaklandığında ışığı tam olarak görebiliyordu. Aslında farklı bir açıdan baksa diğer delikciklerden de görebilirdi. Bütün küçük delikler birbirlerinin aynısıydı, ama baktığı açıya bağlı olarak yalnızca bir tanesi farklı ve özel görünüyordu. “İnsanlar da böyle değil mi ki?” diye düşündü. Özünde hepsi insandı fakat herkes farklı birini seçip ışığı onda yakalıyor, ona aşık oluyor; ona bağlanıyordu. İnsanın insana bağımlı olmasıydı aşk. Bir anda durdu ve kendi cümlesini yadırgadı. Aşk gerçekten bağımlı olmak mıydı? Yani aşk bir bağımlılık mıydı?
Gerçekten sonbaharı getirmesini ümit ettiğim bir eylül sabahından günaydınlar olsun sevgili okurlar… Varlığını kiminin reddettiği kimininse delice savunduğu bir konuyu ele alacağız bugün: Aşk. Var olduğuna inanmadığımız bir kavram üzerinden tartışma yapmak çok da doğru olmadığından kabullenerek devam etmek işleri kolaylaştırabilir. Aşkın bir bağımlılık olup olmadığı psikolojik açıdan tartışmaya açık konulardan biridir. Duygusal açıdan yaklaşmak isterseniz çok değerli Shakira ablamızın “I’m addicted to you…” nakaratlı şarkısını dinleyip tarafınızı seçebilirsiniz. Lakin “DSM’den şaşmam üstadım…” diyen sevgili psikoloji öğrencilerimiz için durum biraz daha farklı olabilir.
2013’te son baskısı yayımlanan DSM, nam-ı diğer DSM-5, “Love addiction” gibi herhangi bir başlığa sahip değil. Yani aşkı bir bağımlılık olarak kabul etmiyor. Birtakım kaynaklar bunun sebebini sağlanamayan kriter sayısı olarak açıklıyor. Şöyle ki; bir rahatsızlığın DSM’de kategorize edilebilmesi için belli bir kriter sayısını sağlaması gerekiyor. Aşkın uyum sağladığı kriter sayısı ise bu teşhis için yetersiz.
Bir diğer görüş ise “Takıntılı aşk” adıyla incelenebilir. Kimi kaynaklar “aşk bağımlılığını” bu şekilde isimlendiriyor. Öncelikle, bu görüş her türlü aşka bağımlılık gözüyle bakmıyor. Yani sağlıklı ilişkiler ve aşkları bağımlılık kategorisine koymuyor. Ne zaman ki yaşanılan aşk “sağlıksız” olmaya başlıyor; o zaman işin boyutu bağımlılığa geçiyor. Eğer ki obsesyonlar (düşünsel bağlamdaki takıntı ve saplantılar) varsa –ki obsesyon bağımlılıklar için önemli bir semptomdur- takıntılı bir aşık olduğunuzu söyleyebiliriz. Yani her daim aşık olduğunuz kişiyle ilgili düşüncelerinizle meşgulseniz, yaşanılan ilişki sizde mutluluktan çok kaygı uyandırıyorsa, kendi hayatınızdan çok onun hayatını benimsemişseniz işler pek yolunda değil demektir. Aşk bağımlılığı fikrini kabul eden psikologlar bu durumda tedavinin gerekli olduğunu savunur. Çoğu zaman aşk bağımlılığının sebeplerini psikanaliz yöntemiyle açıklamak mümkündür; tedavide de bu unsurlara dikkat edilir.
Öte yandan aşkı bütünüyle bağımlılık olarak gören bir taraf da vardır ki bu görüşün soyut dayanakları somutlarından fazladır. Aşkı bir kişiye karşı hissedilen duygu olarak tanımlamaz. Aşk, insanın kendisine olan sevgisizliğinden kaynaklı kendini yüceltme isteğidir ve bu istek başka insanların ilgisi sayesinde elde edilir. Destekçisi diğerlerine oranla pek fazla olmayan bu görüşün, esasında klinik vakalar ele alındığında doğrulanabileceği görülmüştür.
Görüşler bu şekilde; yakın bulduğunuzu seçmek veya kendi düşüncenizi ortaya atmak size kalmış. Benim naçizane fikrim; aşkın bir bağımlılık tarafının olduğu yönünde. Fakat bu saplantılı aşklara mı özgüdür, yoksa aşkın kendisi bir bağımlılık mıdır; burada biraz arada kalmış durumdayım.
Bol huzurlu günler ve sağlıklı aşklar dilerim! ☺
Not: Konuyla ve görüşlerle ilgili örneklere aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz
İngilizce örnek: https://www.psychologytoday.com/blog/addicted-love/201105/can-love-be-addiction
Türkçe örnek: http://www.ntv.com.tr/yasam/ask-bagimlilik-midir-2,kXZSBnnW3kSrYGuP0Mhb9w
YAZAR: Hale İpek KAYIKLIK
KAYNAKÇA
Ben-Zeév, Aaron. “Is Love an Addiction?”. Psychology Today. Web.
Erol, Zehra. “Takıntılı Aşklar ve Takıntılı Aşıklar”. (2013). Web.
Glass, Lori Jean. “Can Love Be an Addiction?” Psychology Today. Web.
TPÖÇG Blog Yazarı | Bilkent Üniversitesi Psikoloji Öğrencisi