Benim Hikayem

(Bu yazının okunma süresi yaklaşık 3 dakika sürmektedir.)

Bir insanı tanımak hikayesini anlamaktan geçer biraz… 

İzninizle sizinle kısaca hikayemi paylaşmak isterim. 

Ben Büşra Ateş 1998 yılında Konya’da SMA tip 2 hastası olarak doğdum. Hastalığım genetik bir kas rahatsızlığı, kas erimesi olarak tanımlanabilir. Doğuştan gelen bu hastalığımdan dolayı okula da gidemedim ama renksizliğin içinde bulduğum gökkuşağı umudumdu ve bu umutla evde kendi çabalarımla okumayı yazmayı öğrendim. İçimdeki arayış hiç durmadı.

Dedemin kucağında, evimizin karşısında her gün servisle okula giden kızı izlerken sürekli ağlıyordum. Giderek çapraşık bir ruhun ortasında buldum o zamanlar kendimi fakat bu her şeyin sona erdiğini hissettiğim bir duygu durumu değil aksine tüm hayallerimi gerçekleştirmem için bana dürtü kazandıran dönüm noktasıydı. Bazen insan, hayatta ne olursa olsun en iyi bildiği şeye ya da en iyi gördüğü şeye tutunur. Hiç bir şey yoksa bile olabileceklere tutunun. Benim tutunduğum dal vazgeçmemekti. 

Okula gitmeyi bu denli istedikten sonra evde eğitim mucizesi beni buldu. 

Yani bana göre eriştiğim sonuç her şeyi telafi eder nitelikteydi fakat bazı sağlık sorunlarım dolayısıyla evde eğitime bir dönem ara verdim. En önemli şeyimi kaybetmiştim ve o boşlukta kendimi acımasızca kapattığım bir kulenin içinde, gönüllü bir esaret yaşıyordum sanki. Yine de her şeye rağmen bir şeyler yapma isteği daha doğrusu bu hayata bırakmam gereken anlam sorumluluğu ile kendi hayatımdan yola çıkarak ‘Ağlayan Kalpler’ romanımı yazmaya başladım. 

Yaşamın engin denizini yüreğimizdeki coşkunlukla beslediğimizde bize ve çevremizdekilere iyi gelecek şifa veren meyveler alırız… Kitabım da benim için öyleydi. Beni o dönemde karanlıktan aydınlığa kavuşturan ve kendim gibi engelli bireylerin istedikten sonra her şeyi yapabileceklerini gösteren… Daha birçok kalbe dokunabilen… 

Kitabımla ilgili “Nasıl yazdın..?”, “Zor olmadı mı..?” diye soruyorlar. Kolay olmadı tabi ki de. Mesela hastanede çok uzun ve zor dönemlerim oldu, hem ruhen hem bedenen acı dolu fakat acılar hiçbir şey yapmama engel değildi, yapmayı düşünüp deneyebiliyorsam sonucu da güzel olurdu.

En büyük örneği benim için, kitaptan sonra servisle gördüğüm kızın sınıfına söyleşiye gittim ve girdiğim üniversite sınavında o üniversitenin Psikoloji bölümünü kazandım. 

Yani kökleri en derine işleyen, toprağa sıkıca tutunan çiçekler gibi tutunun her amacınıza..! 

Hayata küsmek diye bir çözüm yolu yok, ormanların en kuytusundaki masmavi gölleri keşfetmek için yüreğiniz ezgisine kulak verin… En keskin virajları en cesur şekilde döndüğünüzde uçurum değil; masallarda olabilecek güzellikte düşlerinizle karşılaşacaksınız.

Yazarken ümitsizliğe düştüğümde şunu sordum kendi kendime hep ‘Kurumuş ağaçlara ilkbahar havası bir daha gelmez mi hiç..?’ diye. 

Deneyerek, emek vererek öğrendim dallarında çiçekler açar ağacın, köküne sabırla ve zamanla döküldüğünde sular…

Yazar: Büşra Ateş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.