Psikologlara Karşı Olan Ön Yargılar

Psikologlara Karşı Olan Ön Yargılar

Herkese merhabalar,

Psikoloji bilimi Avrupa ülkelerinde çok büyük bir ilgi görürken aynı ilgiyi maalesef ki kendi ülkemiz de göremiyoruz.

Çok kısıtlı olan meslek yasaları ve çok komik bir şekilde KPSS de sadece on iki psikolog atamasının yapılacak olması bu mesleğe karşı olan ön yargıların henüz giderilmediğini gösteriyor.

Bu yazıda da on iki atamaya karşılık on iki maddeyle bu ön yargıların neler olabileceği üzerinde durmaya çalışacağız.

1)DELİ DOKTORU!!

Hala var mı böyle düşünenler demeyin, gerçekten psikologların deli doktoru olduğunu yani psikoloğa giden her insanı deli olarak lanse eden kişilerin  varlığı azımsanmayacak kadar çoktur. Bu kişilerin yaşlarını yetmiş üstü sanıyorsanız eğer yine yanılıyorsunuz çünkü genç olarak nitelendireceğimiz insanlar da psikologları deli doktoru olarak görüyorlar.

CEVAP: Hayır, psikologlar deli doktoru değildir.

2) İlaç Yazmamaları

Psikologlar ilaç yazmazlar. İlaç yazma, psikiyatristlerin görevidir. Psikologların bir kısmı psikoterapi yöntemini kullanırlar. Bu aşamada danışana da görev düşmektedir. Bu durum kendine tanı koyma ustalığını gösterebilen kişileri rahatsız eder çünkü bu kişiler en ufak mutsuzluklarında depresyonda olduklarını düşünerek antidepresan almaları gerektiğine inanır ve psikoterapi yöntemini gereksiz görür.  Bu yüzden ‘’ Ay aman at bir prozac, bak nasıl pamuk gibi oluyorsun.’’ Cümlelerine uymayınız efendim.

CEVAP: Her mutsuz kişi depresyonda değildir ve antidepresan en son kullanabilecek iyileştirme yöntemidir ve pamuk gibi de olmuyorsunuz.

3) Kısa Sürede Herşeyi Çözme Beklentisi

Belki de en sık rastlanılan sorunlardan biri bu olsa gerek. Psikoloğa giden kişi seanstan çıktıktan sonra bütün sorunlarından arınmış olmayı bekler, bu beklentiyle psikoloğa gider tabi sonrası büyük bir hayal kırıklığı. Var olan sorunlar elli dakika da oluşmadığına göre çözümü de elli dakikada olamaz. Bu yüzden seanstan sonra ki ‘’ e hani ben hala aynıyım ‘’cümleleri yersizdir.

CEVAP: Psikologların sihirli bir değneği yoktur!

4) Kankim Bana Yeter

En sevdiğim madde bu sanırım. Kankilerin verdiği  tavsiyelerle  şişip şişip  ‘’ ay müjgan içim açıldı valla iyi ki varsın , psikolog gibisin’’ cümlesiyle son bulan muhabbetler tüm psikoloji camiasının kemiklerini sızlatıyordur diye düşünüyorum. Seviyorsan git konuş tarzı önerileri önemseyen kişiler psikoloğa gitmeyi gereksiz görür. Çünkü müjgan vardır.

CEVAP: Kankiler sadece size istediğiniz cevabı verir, Psikologlar bunu yapmaz, ve her zaman ‘’seviyorsan git konuş’’ işe yaramaz.

5) Egoist Tavırlar

Bazı insanlar psikolojik sorunlarının olmasını kabul etmezler. Bu tarz insanlar kendilerini genellikle mükemmel olarak görürler. Bu yüzden de psikoloğa gitmeyi redderler. ‘’ Ben de kaygı maygı yok, takınıklık hele hiç yok. Cillop gibiyim işte daha ne.’’ Tavrı bu insanlar da cirit atar.

CEVAP: Psikolojik sorunların olması bir noksanlık değildir.

6) Toplum Baskısı

Birinci maddeyle paralel olarak, bu madde de psikoloğa giden insanlar çevresi tarafından deli ya da sorunlu bir kişilik olarak görünebilir. Bu yüzden kişide psikoloğa gitme çekincesi ya da gizli gitme durumları ortaya çıkar. Psikoloğa gitmek için mutlaka bir problem olmak zorunda değildir. Hayat kalitesini  yükseltmek için giden pek çok insan vardır. ‘’ Gördün mü psikoloğa gidiyormuş.’’ Nidaları eşliğinde size ölümcül hastalığa yakalanmış bakışları atan insanlar önemsenmemelidir

CEVAP:  Psikoloğa her giden  deli ya da sorunlu değildir.

7) Psikologları Yanlış Tanıma

Filmlerin, dizilerin etkisiyle çoğu insan psikologları ‘’hmmm hmmmmmm hmm’’ diye sadece dinleyen, sürenin dolduğu anda seansı bitiren, karşısındakini içten içe yargılayan, çok zengin olan insanlar olarak görmektedir. Bunda dizi ve filmlerin etkisi yadsınamayacak kadar çoktur.

CEVAP: Psikologlar sadece dinlemezler. Saniye bittiği an da seansı kesmezler ve asla karşılarında ki kişileri yargılamazlar

8) Özel Hayatın Deşifre Olması Korkusu

Bazı insanlar psikologların onların özel hayatını herkese anlattığını düşünür. Bu yüzden psikoloğa gitme korkusu yaşar. Bu durum meslek etiği açısından tamamen yanlıştır. Ancak bu korku kişilerde psikologlara karşı ön yargı oluşturur.

CEVAP: Psikologlar arkadaşınız değildir, etrafta sizin dedikodunuzu yapmazlar.

9) Kadınları Bilinçlendirme

Kadınların psikologlara olan yaklaşımı erkeklere göre daha ılımlı olabiliyor. Psikologlar kadın danışanların daha iyi ruh sağlığına  kavuşmasına yardım edebiliyor. Bu durum özellikle ataerkil yapıya sahip erkekleri rahatsız ediyor ve psikologlara karşı bir tutum sergiliyorlar.

CEVAP: Kadınların bilinçlendirilmesi ile aile düzenlerinin bozulması gibi bir durum yoktur. Burada önemli olan kadının kendine olan saygısını kaybetmemesini sağlamak vardır.

10) Çocuklara Ev Ödevi Verilmesi

Çocukla ilgili sorun yaşayan aileler psikoloğa danıştığında, psikolog tarafından aileye evde uygulanması için ödevler verilir. Bu durum bazı ailelerin’’ e bunları ben yapacaksam sana niye para veriyorum.’’ Düşüncesine girmesine neden olur ve bir süre sonra psikoloğa gidilmekten vazgeçilir.

CEVAP: Evde verilen ödevler çocuğun gelişiminin hızlanması içindir. Görevi anne babaya yıkmak için değil.

11) Para Kaybı

Çoğu insan psikologlara para vermek yerine sorunlarını kendi halletmeye çalışır. O parayla da daha farklı şeyler yapar. Ancak bir süre sonra sorunlar daha karmaşık bir hale gelir ve kişi işin içinden çıkamaz.

CEVAP: Psikologların hepsi pahalı değildir. Kişi kendi ekonomisine uygun bir psikoloğu çok rahat bir şekilde araştırarak bulabilir

12) Bize Bizi Göstermesi!

Belki de en rahatsız edici madde budur. Psikoloğa giden insanlar kendilerini keşfederler. Hiç bilmedikleri, farkında olmadıkları yönlerini görürler. Terapiler insanları kendileriyle yüzleştirirler. Bu durum bazı insanlar için çok rahatsız edici olabilir, bu yüzden de psikologlardan kaçarlar.

CEVAP: Evet psikologlar bize bizi gösterirler.

 

Psikologlara olan ön yargılara bakacak olursak eğer almamız gereken çok yol olduğu sonucunu çıkarabiliriz sanırım.

Daha ön yargısız olduğumuz günlere ulaşmak dileğiyle. Okuduğunuz için teşekkürler.

YAZAR: Aybüke YILDIRAN

2 Comments

Add Yours
  1. 1
    Hakan Güner

    İçinde hatalı ve yanlış anlaşılabilecek bilgiler yer alan, gereğinden fazla genellemelere yer veren bir yazı olmuş.

    • 2
      Aybuke Yildiran

      Merhaba hakan güner,
      İcerikte ki yanlışları bulmaya calisarak tekrar ayni hataya dusmemeye calisacagim, yorumun icin tesekkur ederim 🙂

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.