Duyuyor musun?
Öylesine sorulmuş bir soru değil bu, iyice düşün ve cevap ver, duyuyor musun?
Rivayetlere göre insan ırkı konuşmadan önce şarkı söylemeye başladı. Zaman geçtikçe başta doğadaki sesleri taklit ederek ham bir müzikal ürün ortaya koyan insanlar, sesleri anlamlı ve kulağa hoş gelecek şekilde sıralayıp müziği ortaya çıkardılar. Enstrümanların da ortaya çıkmasıyla beraber müzik, önemli bir sektör haline geldi. Bu sektörleşmeden dolayı insanların çoğu önemli bir gerçeği unuttu. Müzik sadece enstrüman veya seslerle sistematik bir biçimde ilerleyen notalar bütünü değil, doğadaki seslerin ta kendisiydi.
Adım atışımız, nefes alışımız, dişlerimizi fırçalarken çıkan ses, kağıt hışırtısı veya suyun akışı… Bunların hepsi müziğin bir parçası diyebiliriz. Gözümüzü açtığımızdan itibaren bir sesler denizinin ortasındayız aslında. Yani notalar hayatın ta kendisi oluyor. Normalde dinlediğimiz şarkılar ise notaların kulağa uyumlu ve anlamlı gelecek şekilde sıralanması sonucunda oluşturulmuş ürünler.
Peki müzik neden büyük bir sektör haline geldi?
Müzik ortaya çıktığından beridir insanların kendini ifade etmesinin bir yolu oldu. Bazı acılar yaşarsınız,, kelimelerle anlatamazsınız; bazen de öyle sevinç dolar ki içiniz, hiçbir harf düzeni ifade edemez. Mesela kimi şarkılar, çok acı hikayelerden ortaya çıkmıştır. Dinlerken sözleri dinlemeseniz bile bunu arkadaki nota düzeninden hissedebilirsiniz (Çarşambayı Sel Aldı türküsü buna güzel bir örnek olabilir). Gözünüzde biraz daha canlandırmak adına, günümüz popçularının çoğunu (sözüm meclisten dışarı), eski sevgiliye atarlı giderli, nota yoksunu şarkılar yazarak bunun üzerinden yıllardır prim yapanları örnek verebiliriz (Serdar Ortaç – Poşet).
Müziğin insan üzerindeki etkisini fark eden araştırmacılar, zaman içerisinde birçok çalışma yürüttü. Yapılan araştırmalar sonucunda müziğin CNS (merkezi sinir sistemi) ve beyinde bulunan öğrenme, beden kontrolü, düşünme ile ilgili merkezleri uyardığı görüldü. Eski uygarlıklarda bile yapıldığı iddia edilen ilkel ‘müzikle terapi’, sistematik hale getirildi. Sosyal psikologların yürüttüğü çalışmalarla beraber müzik, reklam sektöründe ve diğer birçok alanda insanların belirli duygularını ortaya çıkarıp onları bir düşünceye yönlendirmek için kullanıldı. En basitinden bir örnek, filmlerdeki gerilim sahnelerinde kullanılan müzikler insanların korku duygusunu beslemek veya ortaya çıkarmak için uygun notaları birleştirerek o sahneye konulur veya siyasi politikalar sonucu bir kampanya yürütülüyor ise, bulunulan kültüre ait ögeler müziğe yerleştirilir.
Bunlardan yola çıkacak olursak, hayatımızın her anında maruz kaldığımız notalara daha çok kulak vermeli, ayrıca dikkat etmeliyiz. Çünkü duyduğumuz notalar bizi doğrudan olmasa da dolaylı yoldan etkiliyor. Elimizde olduğu kadar bunu yönlendirmeli, psikolojik durumumuzu olumlu yönde etkileyecek seslere yönelmeliyiz.
Son olarak tekrar soruyorum.
Duyuyor musun?
YAZAR: Berkay ÇAKMAK
TPÖÇG Blog Yazarı | Başkent Üniversitesi Psikoloji Öğrencisi