Aranmayan Bir Kayıp Durumu

"Geçmişe uzanmayı ve rüyalarda, oradaki imgeler beni nereye götürecekse takip etmeyi çok istiyorum ama şimdi her şeyin bir anlamı var ya da hiçbir anlamı yok gibi."

(Bu yazının okunma süresi yaklaşık olarak 3 dakika sürmektedir.)

Carl Gustav Jung, bir şeyden haberi olmayan bilincimizdir, diyor. Bilinç dışımız her şeyi kaydeder. Biz farkında olmasak da… Hatta bir histeri yaşarken bile olan biteni, duvardaki saatin kaç olduğunu bile hatırlamamızı sağlar. İlkel yaşamımız ve imgelerimiz de oradadır. Kaybolmamıştır ama bilinçli durumda biz bir kayıp yaşarız.

Doğaüstü güç, ırmaklardan, ormanlardan ayrılmış; Tanrı da bilinç dışına kaçmış ve orada yaşamaya başlamıştır modern zamanda. Kitabında böyle geçiyor ve bunun bugün ne kadar doğru olduğunu yalnızca kendimden yola çıkarak değil insanlara bakarken de görüyorum. Duygularımızı bir kenara bıraktık. Yorumlayamadığımız, anlamadığımız rüyalarımızı bir çöp kovası gibi gördük. Bu, Freud’un düşüncesinden ilham alır çünkü bilinç dışımızı gerçekleşmesini istediğimiz yasaklı arzular olarak görüyordu. Böylece insan anlam vermekte zorlanarak en iyisinin boş vermek olduğuna karar verdi ve geri çekildi. Rüyaları, bilinç dışındaki sembolleri görmezden gelmeyi seçti. Bu nedenle de kaybetti. Kim olduğunu, neden öyle ya da böyle davrandığını anlamayı, bilinç dışının ona neler söylemek istediğini bilmek istemedi. Hâlâ istemiyor.

Bence ruhsuz gibi yaşıyoruz. Tüm o canlı renkler siyah beyaz olmuş gibi ama biz bunu görmüyoruz çünkü hiç kendimize çevrilmiyor bakışlarımız. Bunu farkında olsak da tekrar o renkleri nasıl görürüz ben de bilmiyorum ama bir sahtelik içinde nefes almaya çalışıyormuş gibi çaresiz hissediyorum. Geçmişe uzanmayı ve rüyalarda, oradaki imgeler beni nereye götürecekse takip etmeyi çok istiyorum ama şimdi her şeyin bir anlamı var ya da hiçbir anlamı yok gibi. Dolambaçlı hâle gelmiş her şey kendi içime bakmadığım zaman, sanki bana giden yolu kaybetmiş gibiyim. Bunun için düşünüyorum. Bir anlam bulmaya çalışıyorum ve ruhumun nefesini tekrar hissetmek istiyorum. Aynı çocukluğumuzdaki gibi… O zaman hayal gücümün bana ne kadar iyi geldiğini ve Tanrının çok daha yakınımda olduğunu bilmeyi çok iyi hatırlıyor, bunu özlüyorum.

Şimdi en azından buradayım. Ormana tekrar girdiğimi görüyorum. En azından burada kaybolmak da bana başka bir yol açacakmış. Bunu seziyorum. Sanırım…

Ravzanur Bulut

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.