Sonraki Sayfa

"Her yeni başlangıç önceki hikâyelerin sonudur bir nevi. Ve her yeni sayfa önceki sayfaların hayatına açılan bambaşka boyutlardır."

(Bu yazının okunma süresi yaklaşık olarak 3 dakika sürmektedir.)

Yarım bırakılan belki de hiç başlanmış bile sayılmayan bir kitap merak uyandırsa da tamamlanabilmek için cesaret isteyebilir. O noktada iki seçenek vardır; ya kaldığın yerden önceki sayfaları hatırlamadan devam etmek ya da kitaba en baştan başlayabilmek. Seçilen her iki seçenekte seni sona ulaştıracaktır. Önemli olan senin sona giderken hikâyenin başını da sona götürmek isteyip istemediğindir. Her yeni başlangıç önceki hikâyelerin sonudur bir nevi. Ve her yeni sayfa önceki sayfaların hayatına açılan bambaşka boyutlardır.

Peki başlangıcı yapmak mı zordur yoksa hikâyeyi tamamlamayı sürdürmek mi? Kendisi için en iyi yolu bulmaya çalışan insan yanında biri olmadan, kimseden yardım almadan bunu başarabilir mi? Ya da birini yolun başında değil de o yolda ilerlerken kabullenebilmek mümkün müdür?

Her gün ilerlediğimiz bu tanıdıklıklar arasında yol bize bir farklılık getirecek midir? Kaybolduğumuz, içinden bir türlü çıkamadığımız anlar, dönüp dolaşıp geçtiğimiz yerleri tekrar tekrar ezberlemiş şekilde olduğumuz yere, döngüden ibaretmişiz gibi geri dönmek…

Kendini düşünmeye ayırdığın saatlerde aklının daima bir kısmında her zaman orada olacağını hissedebildiğin bir düşüncenin varlığı, yorgun bir günün sonunda gün batımını izlerken gelen o tatlı his gibi usulca zihinde yayılır. Belki de aradığımız her büyük detay küçük detayların arasına gizlenmiş küçük bir noktadan ibarettir. Onları görebilmek için çaba sarf etmene gerek yoktur. Sen istemesen de o senin aramanı, bulmanı beklemeyecektir zaten. Zihninde gördüğün onlarca yüz ve sesler arasında baktığında dönüp onun orda olduğunu hissedebilmek için görmek gereklidir. Kendini kendine adamışken, umutsuz hissettiğin bir dönemde rastgele çalışmaya odaklandığın yoğun bir iş günü arasında verdiğin küçük bir molada, normal bir günde arkadaşınla çıktığın bir alışveriş sonrası oturup yemek yediğin minik bir anda ya da sıkıldığın bir akşam rastgele katıldığın festivalde ansızın gözüne takılan bir çift göz, hayatındaki kaybolduğun detayların arasında senin şu an içinde yaşamana yardım ederek kendini büyük bir detaya dönüştürebilir. Küçük rastlantılar büyük duygular getirebilir.

Sonbaharı anımsatan bu hisler, yağmurlu bir günde oturup kahveni yudumlarken o an düşünmek istediğin tek düşünce olabilir. Önemli olan yarım bırakılan o kitabı tekrar eline alıp okumaya başladığında; sana kendini dünyada bulunan o kadar kötü şey arasında yalanda olsa dünyanın da iyi tarafının hep var olduğunu gösterebilecek doğru bir pusula bulabilmektir.

Elif Özcan 

https://pin.it/yK0w2curH

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.