Kasım Ayı Önerileri: “Kayıp”

Kasım Ayı Önerileri: “Kayıp”

 Merhaba Sevgili Okur!

 Hani bazen kaybolmuş hissedersiniz kendinizi. Bir amaç bulmakta zorlanırsınız. Günler akıp gider, hayat devam eder ama siz o hayatın neresinde olduğunuzu unutursunuz bir anda. Ben kimim ne istiyorum ve ne yapıyorum gibi sorular döner durur kafanızda. Benim de son zamanlarda boğuştuğum bu sorulara sizleri de ortak etmek istedim. Kim bilir, belki de her birimiz kendi cevaplarımızı birlikte bulabiliriz… Umarım önerilerim kalbinize dokunabilir. Şimdiden teşekkür ediyor, keyifli okumalar diliyorum. 

Oku: Hayata Röveşata Çeken Adam / Fredrik Backman

Bir adam düşünün. Oldukça sistematik, hayatı kuralına göre yaşayan, insanlara karşı duvarı olan bir adam. Bu hayatta onun kalbini gören tek bir kişi vardır; eşi Sonja. Ve bir gün, talihsiz bir hastalık kalbini ondan aldığında 59 yaşındaki Ove’nin aklından geçen tek şey kalbine ulaşmaktır. Mahallesine taşınan evli bir çift ile birlikte ise dengeler değişmeye başlar. Bir kaybın ardından yeniden hayata bağlanmayı okuyacağınız bu kitap, okurken içinizi ısıtacak. Zaman zaman kızsanız da bu yaşlı adamın kalbine ortak olacaksınız. Keyifli okumalar! 

Dinle: Üstüme Basıp Geçme / Gökhan Kırdar

1995 yılında çıkan Tutunamadım albümünün bir parçasıdır bu şarkı. Sözleri başlamadan önce ud melodisiyle büyüler, sözleriyle ise bir ayrılığın kaybını anlatır bize. Bu kayıp o kadar ağır gelir ki bazen; beraberinde derin hüznü, çaresizliği ve yalvarışı getirir. 

            “İsyanım yanışıma

              Ölüm bile susuyor

              Ardına dönüp giden 

              Sen misin a kadın

              Gururum yere düşer

              Yeter ki bak yüzümev

   Üstüme basıp geçme yar…” 

İzle: Lost in Translation / Sofia Coppola

Kayıp her zaman fiziksel midir sizce? Yoksa duygusal olarak da kaybolabilir mi insan? 2003 yılında Sofia Coppola tarafından yazılıp yönetilen; başrollerini Bill Murray ve Scarlett Johansson’ın paylaştığı filmimiz, tam da bunu anlatır aslında. Orta yaş krizi yaşayan ünlü bir oyuncu ve henüz yeni evli bir kadın, farklı sebeplerle Tokyo’da bir araya geldiklerinde ikisinin tek ortak yönü hayatlarının içinde kaybolmuş hissetmeleridir. Tokyo’nun kalabalığı ve eğlencesinde birlikte birkaç gün geçiren ikilimiz bize kaybolmuşluğun içinde de bir kapı açılabileceğini gösterir. Keyifli seyirler!

Düşün: La Douleur / Paul Cezanne

Sorrow olarak da bilinen bu tabloda, üzüntüsü yüzünden okunan, adeta olduğu yere yığılmış bir kadın figürü vardır. Bu kadın, İsa Mesih’in çarmıha gerildiğini öğrendikten sonra yaşadığı kayıp sonucu hüzne boğulan Mecdelli Meryem’i tasvir eder. En hüzünlü tablolar arasında yer alan bu eser hem renk paletiyle hem de detaylarıyla kaybın ardından gelen hüznü içimizde hissettirir.

Hisset: Gidiyor / Orhan Seyfi Orhon

Orhan Seyfi Orhon, Atatürk’ün kaybından sonra yazmıştır bu şiiri. Fazla söze, anlatılmaya ihtiyaç duymaz aslında. Kendisi anlatır, yaşanan acıyı hissettirir. Bana düşen ise sizi şiirle başbaşa bırakmaktır.

           “Gidiyor, izleri üstünde birikmiş yaşlar;

             Gidiyor, yerde kılıçlarla eğilmiş başlar.

             Gidiyor, harbin o en korkulu aslan yelesi;

             Gidiyor, sulhun ufuklarda yanan meşalesi!”

Yazar: Zeynep Selin Giresunlu 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.