Mutsuzluk, hayatımızda olmasını istemediğimiz olumsuz duygularımızdan ilk akla geleni.
Her birimiz olumsuz duyguları ortadan kaldırmayı ve onların yerine olumlu duygular yerleştirmeyi hedefliyoruz. Sonsuz bir mutluluk peşindeyiz ve geleceğimiz bu mutlulukla dolsun diye her anımızı şekillendirmeye çalışıyoruz. Bu kısaca iyi hissetmek olarak tanımlanıyor. Peki gerçekten iyi hissetmek sadece pozitif duygu yoğunluğu mu demektir? Aslına bakarsanız korku da bir iyilik halidir. Eğer kaçmanız gereken bir durumdaysanız korkmak, hayatta kalmanızı sağlayacaktır. İşte tam da böyle nedenlerden dolayı bakış açımızı değiştirip dünyaya bu kez pembe değil de siyah gözlüklerimizle bakmayı denesek nasıl olur?
Negatif ve pozitif duygu durumuna yönelik yapılan çalışmalarda negatif duygu durumunun kişilerde sistematik ve analitik düşünmeyi artırdığı ve mutlu kişilerin daha çok kendi pozitif duygu durumunu sürdürmeye odaklanırken negatif durumdaki kişilerin duygularını tamir etmeye odaklandıkları görülmüştür.
Aynı zamanda pozitif duygu durumundaki kişilerin kalıp yargıları daha çok kabul ettiği ve insanların davranışlarını duruma değil kişilik özelliklerine atfettikleri, negatif duygu durumundakilerin ise tam tersi bir tutum sergileyerek kalıp yargılara daha az güvendikleri görülmüştür. Bu araştırma sonucu “depresif gerçeklik” kavramı ortaya atılmış, depresif insanların daha gerçekçi oldukları araştırmalarla da desteklenmiştir. Depresif duygu durumunun yaratıcılık üzerinde olumlu etkisi olduğu da ortaya atılan başka bir olumlu özelliktir.
Bütün bu araştırmaların yanında olumsuz duygular baş edilmesi kaçınılması hatta hayatınızda asla olmaması gereken duygular olarak tanımlanır. Hayatınızda böyle biri varsa hemen ondan kurtulmanız gerekir. Ancak birçok kişisel gelişim kitabında bahsedildiği gibi mutsuz insanlar her zaman enerjinizi sömüren ve hayatınızdan çıkarmanız gereken insanlar değildir, aksine farkındalığı en yoğun yaşayanlardır kendileri ve farkındalık, bulaşıcı olmasını çokça temenni ettiğimiz bir olgudur.
Hüzün aslına bakarsanız bu yüzden tercih edilesi bir duygudur. Yavaşlamanızı sağlar, yolda yardıma ihtiyacı olan kişiyi fark ettirir, onun hissettiklerini anlamayı kolaylaştırır, yağmurda koşarak bir yerlere yetişmek zorunda hissettirmez, aynı zamanda yağmurla bile empati yapabilme yetisi kazandırır insana. Gökyüzünden süzülen her damlaya şiir yazabilecek bir noktada bulursunuz kendinizi.
İşte bu yüzden eyleme dökülür hüzün, öyle yoğun bir duygu karmaşasıdır ki bir yere anlatmak, yazmak bu karmaşayı dökmek istersiniz. Aslında hüznün paylaşıldıkça çoğalması da güzeldir. Evet deriz, yıllardır kelimeye dökemediğim his işte tam da buydu. Ne de güzel anlatmış ne de güzel başarmış.
“Mükemmel bir hayatım vardı bu yüzden kendimi geliştirmek için elimden geleni yaptım” diyen biriyle karşılaşma ihtimalimiz pek de olası değildir çünkü gelişmek olduğumuz yerde mutlu olmadığımızda ortaya çıkan bir durumdur. Daha iyisini istemek ve bunun için adım atma dürtüsüdür. Tabii ki mutsuzluk her zaman harekete geçirmediği gibi bu hareketin daima olumlu bir etki yaratacağı da kesin olarak söylenemez. Ancak Acar Baltaş’ın da dediği gibi “Bir hayatın içinde acı, başarısızlık, hayal kırıklığı ve üzüntü yoksa, o hayatın bir hikayesi yoktur”.
Kafanızın en çok karıştığı, en çok bunaldığınız evet şimdi yok olabilirim, tamam dediğiniz an aslında sizi çoğu zaman harekete geçiren an olur çünkü bir şeyler değişmeli artık diyorsunuzdur. Nereye kadar böyle yaşayabilirsiniz? Yorganı üstüne çekip ne kadar uyuyabilirsiniz, hiçbir şey yapmadan ne kadar pinekleyebilirsiniz ya da artık her şey bitmeli dediğinde uçurumun kenarında ne kadar bekleyebilirsiniz? Sonuç iyi ya da kötü olsun; en iyi hareketler hep halinden mutsuz olan insanların hareketleridir ve biz onların yazdığı hikayeleri okur, değiştirdikleri dünyada yaşarız.
Çok mu iddialı oldu? O zaman şimdi dünyada iz bıraktığını düşündüğünüz ilk şairin, yazarın, ressamın, bilim ya da iş insanının hayatına bakın okuduklarınız huzurlu bir hayat hikayesi olmayacaktır.
J.K. Rowling: En dibe vurduktan sonra, bunu yeni hayatımın tekrar inşa edilecek temeli olarak kullandım.
*J.K. Rowling, depresyon, aile içi şiddet, anne kaybı ve küçük kızıyla birlikte sosyal hizmet yardımıyla hayatını sürdürmeye çalışırken sadece kitap yazarak zengin olan Harry Potter’ın yazarıdır.
Yazar: Beyza Alkaya
Kaynaklar
Baltaş, A. (2016). Mutluluk ve Olumsuz Duygular. http://www.acarbaltas.com/mutluluk-ve-olumsuz-duygular/
Coşkun, H. ve Gültepe, B. (2013, Güz). Duygudurum ve Bazı Davranışlarımız: Yeni Bulgular Işığında Bir Değerlendirme. AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 13(2), 81-100.