Kaybedilmiş Sözcükler

(Bu yazının okunması yaklaşık 2 dakika sürmektedir.)

Siz hiç bir sözcüğe koca bir yaşam yüklediniz mi? O sözcükte tüm umudunuzu, inancınızı, mutluluğunuzu sorguladınız mı? Sadece bir sözcükten bahçeniz de çiçekler açtırdınız mı? Peki ya o sözcüğü hiç kaybettiniz mi?

Kelimelerin gücünü o kelimeyi kaybedebileceğimi fark ettiğimde anlamıştım. Tek bir kelimenin size yaşattıklarına şahit oldum. O kelime, varlığıyla diriltirken içinizdeki umutsuz kuşu, yokluğuyla en derine gömebiliyormuş. Kelimeler can da veriyormuş, can da acıtabiliyormuş. Kelimelerin günahı yokmuş aslında. Sadece biz, o kelime ya da kelimeleri söyleyenlere verdiğimiz değeri öyle çok büyütüyormuşuz ki suçu kişiye değil kelimelere atmışız. Sonra o kelimeleri defalarca duymuşuz ama bir daha hissedememişiz. Bir daha ne biz o kelimeye bağlamış tüm sözleri ne de o bize tattırmış o duyguları. Tozlu sayfalarımızdan birinde kalmış öylece. Belki de o sayfaları defalarca çevirmişiz, o kelimeye defalarca rastlamışız ama okuduğumuz, dile getirdiğimiz, duyduğumuz o kelimeler yabancılaşmış artık. 

Çok da umursamadan, hızlıca sarf edilen kelimeler karşı tarafta mutluluğu da hissettirebiliyormuş, hayal kırıklığını da. Mutlulukta ve hayal kırıklığı birbirinden çok bağımsız görünse de ortak bir noktaları varmış meğer. İkisi de o sözcükleri yeniden duymak istermiş. Mutluluk, içinde yaşadığı bu coşkuyu ona verilen ışığı daha da güçlendirmek için; hayal kırıklığıysa o içindeki acı hissini defalarca yaşayıp atabileceğine olan inancından ararmış sözcükleri. O sözcükleri yeniden yaşamak değilmiş aslında mesele zaten varolan bir şeyi tekrar tekrar yaşatmak ne kadar zor olabilir ki? Fakat kayıp olanlar için direnmek, işte bu en zoru. Sözcükler de kaybolur muymuş? Evet, kaybolurmuş, kimi söyleyenlerin dilinde, kimi de duyanların zihninde kaybolurmuş. En zoru da nasıl bulacağını bilememekmiş. Aslında yüzlerce kişiden defalarca duyulan kelimeler belki de. Ama söylendikleri an ve söyleyen kişiler o sözcükleri özel kılarmış. 

Şimdi tüm bunları gözden geçirince, görüyorum ki biz sözcükleri kaybetmekten ziyade duyguları, kişileri kaybediyormuşuz. Onlarla yaşadıklarımız, hissettiklerimizi geri istiyormuşuz. Olumsuz da olsa bu yaşananlar bizi “yaşamış” hissettiriyormuş her bir cümle, kelime hayata tutunma belki de bu çaba bazılarımız için. Bazen elde etmişiz istediklerimizi, yeniden canlandırmışız anıları. Bazen de tüm koşturmacamız yarım kalmış. 

Ama ne olursa olsun bilmeli ki insan, biz var oldukça kelimeler dökülecek ağzımızdan ve bazıları can yakarken bazıları can olacak. Bunu bir kere yaşasak bile yaşanmışlığın yanımıza kâr kalmasıyla yetinmeliyiz zaman zaman. İşte belki de o zaman sözcüklerin asıl gücünü görürüz.

Yazar: Ezgi Yılmaz

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.