(Bu yazının okunma süresi yaklaşık olarak 2 dakika sürmektedir.)
Anadan üryan bebeğin çığlığıyla başlar yaşam, seneler geçer yerini alan iç çekişler kâh yaşanmışlıklara eşlik eder kâh yaşanmamışlıklara. Dünün yorgunluğu yarının tedirginliği unutturur bize bugünleri.
Geçmişimize bağlıyız kaçtıkça sıklaşan bir ip gibi. Her insan bir düğümdür, kimisi ayaklarımıza dolanır eskide yaşatır bizi, yalvarırız bir adım atmak için ileriye, bilir onlar bir adım atsak da bin adım geriye gideceğimizi.
Kimisi bir yılan gibi dolanır, boyna verir zehri, yavaş yavaş işler kanımıza. Baş döndüren esarete teslim ederken kendimizi, can atarken bir yudumuna zehrin, bilmeyiz oysa panzehir efendinin iki dudağı arasında.
Güzel günleri hatırlamaksa amacımız ardımıza bakarız, efendinin zehri ilacımızdır artık. Bu en vahimidir, mutluluk geçmişe atılan bir düğümle gelir. Başımız her sıkıştığında alınan bir yudum, bir yudum daha ve bir…
Cevabı gecikmeden verelim o halde evet, geçmiş zihne vurulan bir prangadır.
Pranga mıdır tehlikeli olan prangayı takan mı? Zehri veren midir suçlu içen mi? Zihnin mükellefi takan mıdır prangayı? Tekerrür ederken anlar, pranga takılan içerken zehrini, mutluluğun sarhoşluğu cezbederken kendini. Söyleyin bana tutsaklığı isteyen midir tutsak eden midir kabahatli?
Dante gezinirken cehenneminde, bugünü kirleten geçmiş dönüşmektedir o talihsiz yere. Ürperten her bir kelime yankı bulurken zihinde canlanan ânılar yön verir geleceğe.
Gelecek ne belirsiz kelime! Gelecek olan gelmekte, zaman yok düğümleri sökmeye. Tutsak memnunsa hâlden döner bakar geriye. Gelen günler giderken geçmişe her bir pişmanlık eklenir sicile, bugün yarına müessir eder mütemadiyen.
İkrar edilirken her beyan dünle ilgili pişmanlıktan feryattan yüz çevirmeli, yüzün geleceğe dönmeli. Dönmeli ki yaşanmışlıklar için akarken gözyaşı çeşmesi mutluluk yahut üzüntüden, yaşanmamışlıklar bekler seni.
Yaşamın kullanım kılavuzu geçmişinde saklıdır. Tozlanmış sayfalara bir nefes ver, üfle ve kaldır tozları. Her sayfada bir ders saklı.
Ne prangadır tehlikeli olan ne prangayı takan, ne zehri içendir suçlu ne zehri sunan, ne tutsaklığı isteyen de ne de tutsaktadır kabahat.
Yazar: Betül Beyza Gültekin
