EFPSA TÜRKİYE RÖPORTAJLARI 2

  1. KENDİNİZDEN KISACA BAHSEDEBİLİR MİSİNİZ?

Ben Zeynep Aydın. 2020 yılında Çağ Üniversitesi Psikoloji bölümünden mezun oldum, şu anda İtalya Padova Üniversitesi’nde Bilişsel Nörobilim ve Klinik Nöropsikoloji programında 2. sınıf yüksek lisans öğrencisiyim.

Röportajın temasıyla bağlantılı olarak; daha önce Mind the Mind projesi yerel koordinatörü, Vice Member Representative (Yardımcı Türkiye Temsilcisi) ve Member Representative (Türkiye Temsilcisi) olarak EFPSA’da yer aldım. Şu anda ise Journal of European Psychology Students (JEPS) editörü olarak görev yapmaktayım.


  1. TPÖÇG’DE DAHA ÖNCE YER ALDINIZ MI? ALDIYSANIZ BUNUN SİZE NE GİBİ KATKILARI OLDU?

Evet, daha önce TPÖÇG’de Proje Geliştirme, EFPSA Türkiye ve Ulusal Psikoloji Öğrencileri Kongresi (UPOK) düzenleme ekiplerinde yer aldım. Geçtiğimiz yıl da Yönetim Kurulunda Dış İşlerinden Sorumlu Başkan Yardımcılığı görevini yürüttüm; sanırım TPÖÇG içerisinde hatırı sayılır bir süre geçirdim diyebilirim.

Yer aldığım görevlerin ve çalışma arkadaşlarımın bana birbirinden farklı ve değerli katkıları oldu. Her şeyden önce TPÖÇG sayesinde gelecekteki meslektaşlarımla tanışmak ve birlikte bir şeyler üretmek çok kıymetliydi.

Ekip çalışması ve zaman yönetimi gibi sosyal becerilerimi geliştirirken; TPÖÇG akademi ve UPOK gibi etkinliklerle de mesleki bilgi birikimimi genişletebildim. TPÖÇG’de yer aldığım bazı görevler EFPSA ile bağlantılı olduğu için de EFPSA’nın ekiplerini ve çalışma sistemlerini daha yakından tanıma fırsatı elde ettim.


  1. EFPSA İLE NASIL TANIŞTINIZ?

Sosyal medya ağlarında, Mind the Mind (MtM) projesinin yerel koordinatör çağrısını görmüştüm. Bilmeyenler için MtM, ruh sağlığı alanında damgalama ile mücadele etmeyi amaçlayan bir sosyal sorumluluk projesi. Projenin içeriği ve amaçları çok hoşuma gittiği için başvurumu yaptım ve o dönem diğer 2 arkadaşımla birlikte Adana’nın yerel proje koordinatörlüğünü yürüttük. Birlikte çalıştığımız kocaman bir ekibimiz oldu. Hem kendimizi geliştirdik, hem de farkındalık yaratmak adına aksiyon aldık.

Oldukça keyifli ve verimli bir çalışma süreci geçirdiğim için, EFPSA’nın farklı ekiplerinde çalışmaya devam ettim.


  1. EFPSA’NIN HAYATINIZDAKİ YERİNDEN KISACA BAHSEDEBİLİR MİSİNİZ?

Şu anda içerisinde bulunmaktan çok keyif aldığım bir ekiple çalışıyorum. Araştırmacıların akademik yayın süreçlerine yardımcı oluyoruz. Güncel görevimle, akademik ve kariyer hayatımda yaptığım şeyler paralel olduğu için, edindiğim bilgi ve becerilerin çok entegre bir şekilde ilerlediğini düşünüyorum. Her ne kadar belirli deadline’lar ve saatlerle çalışıyor olsak da, açıkladığım sebepten dolayı, görev saatleri dışında da EFPSA’daki görevimle, okul ve iş hayatım sürekli devam eden bir şekilde birbirini besliyor ve geliştiriyor.


  1. ŞU AN BULUNDUĞUNUZ POZİSYON İÇİN GEREKLİ OLAN İNGİLİZCE SEVİYESİNE NASIL ERİŞTİNİZ?

Dil eğitimime küçük yaşlarda başladım ve dil öğretmenlerim açısından oldukça şanslıydım. Yabancı dil öğrenmeyi benim için eğlenceli bir hale getirdiler, bu nedenle daha fazlasını öğrenmek için motivasyonum ve merakım hep yüksek oldu. Verdikleri teorik bilgileri oyunlar, dramalar ve uluslararası festivaller gibi etkinliklerle desteklediler, böylece dil pratiği yapmak için de alanım vardı.

JEPS’de bulunduğum pozisyon içinse daha akademik ağırlıklı bir dile ihtiyacınız oluyor, bunda da lisansımı ve yüksek lisansımı İngilizce dilinde yapmamın katkısı büyük. Bunun yanı sıra iletişim dili İngilizce olan projelerde ve ekiplerde bulunmam (Erasmus, EFPSA ekipleri vb.) dil becerilerimi geliştirmemi sağladı. Sanırım öğrenmek istediğiniz dile kendinizi maruz bırakmanız, en önemli noktalardan biri (film izlemek, okuma yapmak vb.).


  1. FARKLI MİLLETLERİN BULUNDUĞU ULUSLARARASI BİR ŞİRKETTE ÇALIŞMAK SİZİN İÇİN NASIL BİR DENEYİM?

Oldukça keyifli aslında, ekip içerisinde tartışıyor ve fikirler üretiyorsunuz. Bunu da farklı pencerelere sahip insanlardan oluşan bir ekip içerisinde yapmak, size belki de daha önce fark etmediğiniz perspektiflerden bakmak ve düşünmek için olanak sağlıyor.

Farklı ülkelerdeki ekip arkadaşlarınız sayesinde, psikoloji alanına dair yurt dışında neler yapıldığı hakkında fikir sahibi olabiliyor ve gelişmeleri takip edebiliyorsunuz.

Daha önce bahsettiğim gibi, ortak iletişim dilimiz İngilizce olduğu için, EFPSA’da görev almak, yabancı dildeki gündelik ve profesyonel konuşma becerilerime de katkıda bulundu.

Bunların yanı sıra “Kültür Gecesi” dediğimiz etkinliklerde de farklı kültürlere ait gelenekleri, yiyecek ve içecekleri tanımak, tatmak ve deneyimlemek inanılmaz eğlenceli oluyor.


  1. EFPSA’DA ÇALIŞIYOR OLMANIN SİZİN İÇİN AVANTAJ VE DEZAVANTAJLARI NELERDİR?

Aslında önceki yanıtlarımda da bahsettiğim gibi, kültürel anlamda çeşitli bir ortamda çalışmak oldukça keyifli ve öğretici.

Zaman ve kriz yönetimi, açık iletişim, planlama ve organizasyon gibi sadece EFPSA’da veya psikoloji alanında çalışırken değil, hayatınızın her alanında kullanabileceğiniz beceriler edinmenize ve kendinizi bu anlamda geliştirmenize olanak sağlıyor.

Psikoloji çerçevesinde gönüllü olarak çalışmak ve çeşitli konularda farkındalık yaratmak için size alan tanıması da çok güzel.

Dezavantaj olarak adlandırabileceğim pek bir yönü yok ama Türkiye’deyken saat farkını hesaplamak ve ayak uydurmak bazen zor olabiliyordu. Hatta kimi zaman, toplantılara gece katılıyordum ama bir noktada o bile eğlenceli hale geliyordu. Her toplantıda da mutlaka, “Orada saat kaç?” sohbetimiz oluyordu.


  1. EFPSA’YA KATILMAKLA İLGİLİ ÇEKİNCELERİ OLAN TÜRK ÖĞRENCİLERİNE VEREBİLECEĞİNİZ TAVSİYELER NELERDİR?

Öncelikle bu çekincelerini paylaşabilecekleri ve akıllarındaki soruları yöneltebilecekleri bir EFPSA Türkiye ekibi olduğunu unutmasınlar. Belki EFPSA hakkında daha fazla bilgi edinmek hem çekincelerini gidermeye, hem de isteklerine uygun bir ekibe başvurmalarına yardımcı olabilir.

Bununla beraber, direkt olarak çalışma ekiplerine başvurmaya dair çekincesi olanlar, öncelikle ‘MtM’ ve ‘Better Together’ gibi Türkiye içerisinde de yürütülen EFPSA projelerine veya kongre ve konferans gibi etkinliklere katılımcı olarak başvurabilir, böylece EFPSA’ya dair bilgi ve deneyim elde edebilirler.

Ben EFPSA Türkiye ekibiyle çalışırken en çok duyduğumuz çekince dil ile alakalıydı, o yüzden bununla ilgili birkaç şey söylemek isterim. Özellikle anadilinden farklı bir dilde gönüllü çalışmanın, bazı kişilerde çekinceye neden olmasını çok anlaşılabilir buluyorum. Ancak şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki, EFPSA’nın kucaklayan ve destekleyici bir çalışma ortamı var. İletişimi sağlamak ve çalışabilmek için belirli seviyede dil bilgisi tabii ki gerekse de, ki bunu başvuracakları ekibin başvuru şartlarından takip edebilirler, asıl önemli olanın fikirlerinizin içeriği ve çalışma motivasyonunuz olduğunu unutmayın.


  1. EKLEMEK İSTEDİĞİNİZ BİR ŞEY VAR MI?

Bu keyifli röportaj için EFPSA Türkiye Ekibine ve Akıl Defterime teşekkürler! Okuyanların keyif alması dileğiyle.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.