- Bize biraz kendinden bahseder misin?
Yaklaşık 3-4 yaşımdan beri kim olduğumu çok iyi biliyorum. Hatta 3-4 -o- yaşın-lar-dayken sürekli kendi kendime bende farklı bir şeyin olduğunu düşünürdüm ama bunun ne olduğunu bilmiyordum çünkü o yaşta bunu idrak edecek düzeyde değildim. Biraz daha büyüyüp okula başladığımda daha da dikkatimi çeken ve kendime sık sık hatırlattığım bir durum oldu. Ne konuda farklı olduğumu bilmiyordum ama insanlarla daha sık iletişime geçmeye başladığım dönemde sürekli “Ya bilirlerse, öğrenirlerse?” diye düşünürdüm. İlkokul 4. sınıfa geldiğimde -geçtiğimde- derslerim, insanlarla iletişimim çok iyi olduğu halde yavaş yavaş zorbalığa uğramaya başladım alay kelimeleriyle. Mesela beden -eğitimi- dersinde çok zorlanırdım çünkü kızlar hep voleybol erkekler de futbol oynardı fakat ben futbol oynamak istemezdim. Hocalarım da beni buna zorlardı, sürtüşmeler yaşardık. Ortaokula başladığımda dışlanmaya başladım. Kimse benimle iletişime geçmiyordu, halimi sormuyordu. Ben yanlarına gittiğimde ise gitmemi, uzaklaşmamı söylüyorlardı fakat nedenini bilmiyordum ve bu beni çok üzüyordu. Fakat asıl fiziksel ve psikolojik zorbalık okul bünyesinde verilen hafta sonu kursunda başladı çünkü kendi sınıfımdaki insanlar küçüklüğümden beri beni, ailemi tanıyordu. Ancak diğer sınıftaki insanlar seni tanımıyorlar, seninle bir iletişimleri yok ve bu nedenle çok acımasız olabiliyorlar. Bu sıralarda bir gün zorla birkaç kişi beni tutarak kızlar tuvaletine soktu, nedenini idrak edemedim neden bu insanlar bunu yapıyor diye. Bu olayın ardından bu durumla dalga geçilmeye başlandı, öğretmenim bir noktadan sonra herkesi susturdu ancak bana destek verecek ya da diğerlerini uyaracak herhangi bir telkinde bulunmadı. Bu noktadan sonra devamlı olarak eşcinsel bireylere söylenen “ibne, top, kız” gibi lakaplara maruz bırakıldım. Okul yılları içerisinde tuvalete gitmeme gibi bir alışkanlık edindim çünkü tuvalete kitlenirdim-kilitlenirdim-, tuvalette beni korkutup ürkütmeye çalışıp hakaret ederlerdi. Bu süreç devam ederken artık öyle bir boyuta ulaşmıştı ki insanlar sanki ben bir müzeymişim gibi beni görmeye sınıfa gelirlerdi. Ben de o yaşta kendime şöyle bir çözüm bulmuştum; beni rahat bıraksınlar diye harçlığımın bir kısmını onlara veriyordum. Bunların hepsi olurken aile boyutunda ben her şeyi aileme anlatıyordum zaten mutsuz bir çocuk olduğum çok belli de oluyordu. Okula giderken her gün “bugün başıma ne gelecek” korkusuyla gidiyordum. Beni en çok inciten olaylardan biri de Facebook üzerinden atılan bir mesajla edilen hakaretler ve en sonunda da “Geber, inşallah ölürsün, kendini öldür.” gibi ifadeler.(Burayı değiştiremedim ama cümle düşük geldi.) Ortaokulun son senesine geldiğimde-geçtiğimde- normal okul yaşantıma ve okul kursuna devam ederken derslerim iyi olduğu için öğretmenlerin gözdesi bir öğrenciydim ve az çok koruyorlardı beni ancak okul kursunu bu zorbalıklar sebebiyle bırakmamın ardından o koruma hali de kayboldu. Tabii ben bütün bunlara rağmen susan, pasif kalan bir çocuk değildim. Gerekli yerlere şikayet ediyordum, ailemle paylaşıyordum ama bunları yaptığımda aldığım yanıt “Neden bunlar hep sana oluyor, sende ne var?” sorusu oluyordu. Bir süre sonra bundan utanmaya başlıyorsun. Bu sorular sorulmaya başlayınca geri çekiliyorsun. 12-13 yaşında bir çocuk olarak bir sürü insanla mücadele etmek durumunda kaldım. O dönemde öğretmenlerin desteğini kaybettim, aileme bir açıklama getiremediğim için o kartı da kaybettim. Her şeyi içime atıyordum, yalnız kalamıyordum. Bu olaylar olurken bir gün 10-15 tane ilaç yuttum, bayıldım ancak bir şey olmadı. O akşam aileme psikolojik yardım almak istediğimi söyledim. İlk gittiğim psikiyatristle pek iyi deneyimim olmadı, bana hakaretler etti. O nedenle başka bir psikiyatristle görüşmeye başladım. Bu süreçte ailem intihar ettiğimi öğrendi. Depresyon tanısı kondu, antidepresan kullanmaya başladım. Bu sırada liseye hazırlanmam gerektiği için bir dershaneyle görüşmeye gittik. Dershane müdürü, anneme “Biz öğrenciyi alırız ama diğer öğrencilere zarar vermesinden korkuyoruz” dedi. Bu dershanede de pek uyum sağlayamadım ve zorbalıklara uğradım ancak o dönemde umursamamayı öğrenmiştim yavaş yavaş. O dönemlerde yaşadığım başka bir aklımda kalan -aklımda kalan başka bir- olayda sınıfta bir cam kırılmıştı ve idari kadro sınıfa geldiğinde ilk baktıkları cam değil bendim.
Ardından lise dönemi başladı ama lise döneminde daha sessiz sakin etliye sütlüye karışmayan bir çocuk oldum. Liseye başlar başlamaz rehberlik servisiyle görüştüm, yardım almak istediğimi söyledim. Beden eğitim dersi öğretmeniyle görüşmelerini ve beni istemediğim şeyleri yapmaya mecbur bırakmaya çalışmamasını rica ettim. Bana çok yardımcı oldular. Bu danışma sürecinde her bir seanstan sonra anlattığım olaylar beni sarstığı için tuvalete gider elimi yüzümü yıkardım, bu üst sınıfların dikkatini çekmiş ve bir dedikodu çıkardılar orada insanlarla cinsel ilişkiye girdiğime dair. Onların olduğu kata çıktığımda hepsi toplanmış birini arıyorlardı, beni işaret ettiler ve bir gürültü koptu. Nöbetçi hoca beni oradan uzaklaştırdı. Bunun ardından sınıfımı bastılar “Burada bir eşcinsel varmış.” diye ancak ismimi bildikleri için sınıfı arkadaşlarım beni korudu ve orada olduğumu söylemediler. Böylelikle ciddi bir fiziksel zarar görmekten kurtuldum. Hakaretler, alaylar, dışlanma devam etti. Lisenin son senelerinde okulumu değiştirdim ve problemler kesildi. Eskiden bunları anlatmak beni çok üzüyordu ama şimdi anlatırken bütün bunları aştığım, mücadeleden galip çıktığım için güçlü hissediyorum.
Bu dönemde hatırladığım olaylardan biri şu. Lisedeyken sürekli yazı yazardım ve bir hayalim vardı. Bu yaşadıklarımı, yazdıklarımı kalabalıkta önce belki sınıfta daha sonra da milyonlara anlatma hayali. Bu yaşadıklarımı sınıfta anlattım, çok etkilendi insanlar ve hayalimi gerçekleştirdim. O gün benim için dönem noktalarımdan biriydi.
Daha sonra aktivizmle tanıştım, arkadaşlarıma, aileme açıldım. Bu dönemde sayısal öğrencisi olmama rağmen sosyal bilimler alanında çalışmaya karar verdim. Psikoloji okuyup toplumsal cinsiyet alanında çalışmaya yöneldim. Şu anda geleceğe dair birçok planım var, kariyerim üzerine odaklandım.
Yaşanmışlıkların önemine çok inanıyorum ve iyiliğin her zaman kötülüğü yeneceğini düşünüyorum. Ben ve ailem böyle bir süreçten geçtik. Ben lanetli bir çocuktum onlar da lanetli bir çocuğun ailesiydi. O yüzden şimdi mağdur olduğunu düşündüğüm insanların yanında olmaya çalışıyorum. 11-12 yaşlarında çok ağır şeyler yaşadığım için şimdi diğer insanlara yardımcı olmak istiyorum. Kadınlar, LGBTİ+ bireyler, mülteciler, fiziksel olarak marjinalize edilen bireyler birçok konuda mağdur oluyorlar ve ben onların yanında olmaya, destek vermeye çalışıyorum. Bu yaşadıklarımın bana kattığı en büyük şey bu oldu. İnsanları kendileri olduğu için yargılamamayı çok iyi öğrendim.
- Hangi önemli olay bugünkü sen olmana yardımcı oldu?
Aslında az önce anlattığım her şey bunun cevabı olabilir ama toparlamak gerekirse bütün yaşadıklarım, gördüğüm zorbalık şiddet beni bugünkü ben yaptı. Belki zorbalığa uğramasaydım şiddetin kötü bir şey olduğunu bilmeyecektim. Bu yaşadıklarım sayesinde zorbalığın şiddetin ayrımcılığın insanları kendileri olduğu için yargılamanın ne kadar kötü bir şey olduğunu öğrendim.
- Burada yer almandaki motivasyonun nedir?
Benim yaşadıklarımı başka birilerinin de yaşadığını biliyorum. Şu an bir yerde hala yaşıyor olanlar da vardır. Benim en büyük amaçlarım ve hayallerimden biri bu konuda farkındalık yaratmak. Bunları yaşayan insanlar var. Bu insanların yanında olarak onların bunu zararsız ya da olabilecek en az tahribatla bunu atlatmalarına yardımcı olmak.
- Geriye dönüp baktığında hayatında değiştirmek istediğin bir şey var mı? Varsa nedir ve neden?
Hiç yok. Olmamasının sebebi ise yaşadıklarım olmasaydı belki de çok farklı bir noktada olacaktım. Baktığımda çok zor şeyler yaşadım ama hepsini atlattım ve kendimi güçlü hissediyorum. Bu yüzden hiç keşkem yok, iyi ki diyorum.
- Şu an yaşadığın hayat seni tatmin ediyor mu? Ve bunu ne sağlıyor?
Tatmin ediyor. Yaşadığım hayattan çok memnunum. Çevremdeki insanlar o kadar güzel geri dönüş veriyorlar ki. Özellikle açılma döneminden sonra çevremdeki insanlar çok güzel tepkiler verdi ve hatta onlar da bu konuda birer aktivist durumuna geldiler. Özellikle aile konusunda çok şanslı olduğumu hissediyorum. Benim arkamda olduklarını hep belli ettiler, bu çok büyük bir güç kaynağı.
- Hayatının zor tarafları neler? Zor yapan faktörler neler? Bunların üstesinden nasıl geliyorsun?
Zor tarafları var. Homofobik, transfobik, bifobik söylemler, cinsiyet ayrımcılığı hatta bir insanın kendisi olduğu için yapılan tüm olumsuz eylemler karşısında çok rahatsız oluyorum ve bunlar oldukça hep geçmişe dönüp hatırlıyorum ve üzülüyorum ama bu ardından kendini çok güçlü bir duyguya bırakıyor. Kendi kendime evet bunları yaşadın ama atlattın şimdi sıra diğer insanlara yardım etmekte diyorum. Aslında kötü bir şey iyi bir şeye dönüşüyor.
- Problemlerinle nasıl yüzleştin ve bu nasıl bir deneyimdi?
Bu-nun- aslında benim problemim olduğunu düşünmüyorum. Bu başkalarının problemi ancak ben bundan olumsuz etkilenen taraf oldum.
- Toplumun bir parçası olduğunu hissediyor musun?
Evet şu an hissediyorum ama zorbalık yaşadığım döneminde böyle hissetmiyordum.
- Sana zorbalık yapan kişiyle daha sonra yüzleştin mi ya da yüzleşmek ister misin ve ona ne söylemek isterdin?
Hayır hiçbiriyle hiç karşılaşmadım ancak duyduğum kadarıyla pek de iç açıcı hayatlar yaşamıyorlar. Kötü hayat şartlarında yaşadıklarını duyuyorum ama bunları duymak beni mutlu etmiyor. Kötü şeyler yaptılar ve karma en sonunda onları da buldu diye düşünüyorum. Bir şekilde evrenden karşılığını aldılar.
- Uğradığın zorbalıklar kendinden soğumana neden oldu mu? Olduysa nede ?
Uğradığım zorbalıklar zorbalık yapılırken neden sorusunu kendime her sorduğumda kendimden soğumama sebep oldu. Çünkü bunu ben de sürekli sorguladım, ailem ve çevrem de sorguladı. O dönemde kötü hissettim ancak yine bu, yerini güçlü bir hisse bıraktı çünkü ben hiçbir şey yapmazken bunlara maruz kaldım. Yanlış olan ben değildim, onlardı. O nedenle bu soğuma dönemsel bir soğumaydı.
- Zorbalık kelimesini bir cümleyle ifade edecek olsan bu ne olurdu?
Zorbalığı genel olarak tanımlamam gerekirse zorbalık ben senin bedeninde olsaydım kendimi çok kötü hissederdim çok mutsuz olurdum diyen birinin sana sen nasıl mutlu olursun nasıl bununla baş edersin nasıl kendinle barışık olursun demesi gibi.
- Gördüğün zorbalıklar karşısında ailen, arkadaşların sana yardımcı oldular mı?
Ailem yanımdaydı ancak ailemin beni zorladığı nokta sürekli neden diye sorgulamasıydı çünkü kendim bile neden sorusuna cevap veremezken onların da devamlı bunu sorgulaması beni yıpratıyordu. Arkadaşlarımdan hiçbir destek görmedim, sadece zorbalık yapıldıktan sonra “Takma ya, Boş ver.” gibi şeyler söylerlerdi ancak zorbalık yapılırken müdahale etmezlerdi çünkü zorbalık yapılırken müdahale ederlerse kendilerinin de zorbalığa uğrama ihtimalinden çekiniyorlardı. Zorbalıktan sonra teselli etmeye çalışıyorlardı ancak bence bu bir destek değildi.
- Hala zorbalık görüyor musun? Görüyorsan fiziksel ve ruhsal nasıl bir geri bildirim veriyorsun?
Ortaokul döneminden lise dönemine yaklaşık 4 yıl kadar düzenli olarak zorbalık gördüm ancak son 3-4 yıldır zorbalık görmedim. Arada alaylar, hakaretler oluyor ancak artık bunları umursamıyorum. İstediğimi yapıyorum, istediğimi giyiyorum, istediğim gibi yaşıyorum. Ancak artık ben bunlardan fiziksel ya da ruhsal olarak etkilenmesem de etkilenen insanlar olduğunu bildiğim için böyle bir şeye şahit olduğumda müdahale etme ihtiyacı hissediyorum. Onlara açıklamaya, kendilerini sorgulamaya, kendileriyle yüzleşmeye teşvik ediyorum.
- Bu deneyimi yaşayan sen değil de başkası olsa ona ne sormak ya da söylemek istersin?
Ona güçlü olmasını söylerdim. Bir de fiziksel ve ruhsal olarak ne durumda ölçmeye çalışırdım. Nasıl baş ettiğini, nasıl atlattığını anlamaya çalışırdım. Bir de şunu sorardım. Hiç homofobik bir insanın bu düşüncelerini değiştirebilmiş mi? Mesela benim aklıma bir arkadaşım geldi. Dindar bir insandı ve bunun öğretilerine göre LGBTİ+ bir birey olmak yanlış bir şeydi. Şu an üniversitede ve LGBTİ+ haklarını savunan bir insan oldu benimle vakit geçire geçire. Onun değişimi gözlemlemek hoşuma gidiyor.
- Eklemek istediğin bir şey var mı?
LGBTİ+ bireylerine ve ailelerine bir şeyler söyleyebilirim. Eğer LGBTİ+ bireyseniz ve zorbalığa uğruyorsanız; güçlü olun hepsi geçecek ve ileride çok güçlü, duygulu, rengarenk biri olacaksınız. Ailelerine ise çocuklarının yanlarında olmasını çünkü çok renkli bir çocuğa sahip olduklarını ve on-un-la gurur duymalarını söyleyebilirim.
Hazırlayan: Ezgi AKTUĞ