Oku-Dinle-İzle: Eylül Ayı

Her ay evinize misafir olacak olan Oku-Dinle kitap, film ve müzik önerileriyle bu ay sizlerle.

 Eylül Ayı Film Önerisi: Frankie & Alice

Tek bedene sığmaya çalışan 3 farklı kişiliği konu alan bir Psiko – Dram filmi; Frankie & Alice. Filmin baş karakteri Frankie Murdoch  (Halle Berry), ilk bakışta olağan bir hayat sürüyor gibi gözükse de yaşamındaki çelişkileri keşfetmeye başladığında durumun aslında hiç de öyle olmadığı ortaya çıkıyor. Bedeninde yaşanan bu çoklu durumun ona verdiği zararı fark ettiğinde ise devreye Doktor Oz (Stellan Skarsgård) giriyor ve genç kadının zihninde bir yolculuğa çıkıyor. Böylelikle, Frankie’nin çoklu kişilik bozukluğuna sebep olan yaşanmışlıklar adım adım çözülmeye başlıyor. 3 farklı kişilikle de ayrı ayrı terapi yapan Dr. Oz, onların travmalarını çözümlerken film izleyici için oldukça ilgi çekici bir hal alıyor. Halle Berry’nin kişilikler arası geçişlerde sergilediği performans ise gerçekten her anlamda takdir edilesi. Nitekim, izleyici için en can alıcı olan nokta senaryonun 1970’li yıllarda yaşanan gerçek bir hikayeden alıntı olması olabilir. Film, hem çoklu kişilik bozukluğu konusunda bilgilenmek hem de bir süreliğine kendimizden kopup başka hayatlara misafir olmak için birebir. İyi Seyirler!

Bülbülü Öldürmek- Harper Lee

Harper Lee tarafından 1960 yıllarında kaleme alınan Bülbülü Öldürmek kitabı yazıldığı dönemde çok ses getirmiş, Pulitzer ödülüne layık görülmüş ve sinemaya uyarlanmış. Sonrasında ise üç dalda Oscar ödülü almış. Romanın dikkat çeken yanı yazarın hayatından izler taşıması. Yaşadığı bir olayı ve olayın etkilerini temel alarak kitabını yazmış Harper Lee, her karakter kurgusal olmadan önce nefes almış ve daha sonra cümlelerde yerini bulmuş. Yazı dili oldukça sade olan ve dönemin sorunlarını ustalıkla eleştiren roman sekiz yaşındaki Scout Finch’in gözünden anlatılıyor. 

Scout, abisi Jem, iyiliği ve doğruluğu onlara inceliklerle öğreten babaları Atticus, yazları ziyaretlerine gelen arkadaşları Dill, bakımlarını üstlenen Calpurnia, komşuları ve kasaba halkıyla birlikte sizi hem sevindiren hem de hüzünlendiren bir yolculuğa çıkıyor. Kahramanlarımızın günlük yaşamlarına ortak olurken neler olacak diye bekleyiş içine giriyorsunuz. Oysa gerçek yaşamda da olaylar birdenbire gelişmez mi? Kitap içimize sakin bir şekilde işliyor ve bunun farkına bitirince varıyorsunuz. Kasabadaki yaşanılan tüm olaylarda ve Scout’ın maceralarında cinsiyet ayrımcılığına, önyargılara, sınıf ve ırk çatışmalarına, etiketlemelere şahit oluyorsunuz. Atticus’un öğütleriyle empatinin gücüne değiniyor; eşitliğe, özgürlüğe ve adalete tüm benliğinizle kucak açıyorsunuz. Atticus’un bir “zenci”nin avukatı olmasıyla birlikte olaylar hızlanmaya başlıyor. Babalarının bu davranışı çocukları kasabalılarının ağır eleştirilerine ve saldırılarına maruz bırakıyor. Okuyucu açısındansa insanların renkleri, dilleri, dinleri, cinsiyetleri, cinsel yönelimleri, ırkları ne olursa olsun bir insanı diğer bir insandan üstün kılacak herhangi bir neden olmadığını gözler önüne seriyor.

 “Hepimiz biliyoruz ki, bazı insanların bizi inandırmaya çalıştıkları gibi insanlar eşit yaratılmamıştır… bazıları ötekilere göre daha zekidir, bazı insanlar doğuştan kazanılmış daha fazla olanağa sahiptir, bazı insanlar ötekilere göre daha fazla para kazanır, bazı kadınlar başka kadınlara göre daha iyi kek yapar… bazı insanlar pek çok başka insanın normal kapsama alanı içine girmeyen yeteneklere sahiptir. İnsanlar ancak tek bir durumda eşit yaratılmış kişiler haline gelirler – bir yoksulu Rockefeller ailesinin bir ferdiyle, bir budalayı Einstein ile, cahil bir kişiyi bir kolej müdürüyle eşit gören bir tek kurum vardır. Bu kurum da, Baylar, hukuk kurumudur.” 

Günümüzde de devam eden ve bitmek bilmeyen bu sancılara Scout tek bir cümleyle açıklık getiriyor.

            “Bak ama, Jem, bana kalırsa tek bir tür insan var, insanların hepsi insan.”

Keyifli okumalar…

Müzik Önerileri

Kung Fu – Tüm Bu Başlangıçlar

https://www.youtube.com/watch?v=S5AtDsHWOLc

Iron & Wine – Flightless Bird, American Mouth

LALEH – Vårens Första Dag 

Mariah Carey – My All

Edward Aris – Ciao Bella
https://youtu.be/Q1CH1opPtIs

Film önerisi: Yasemin Toraman

Kitap önerisi:Tuğçe Ünalmış

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.