TPÖÇG Blog; Ocak ayı kitap, film ve müzik önerilerini iftiharla sunar ?
Ayın kitap önerisi: Ben Nesli – Jean M. Twenge
Sizlere Ocak ayında; kendi kuşağımıza ve sonraki kuşaklara eleştirel bir bakışla yazılmış olan Twenge – Ben Nesli kitabını, kendiniz üzerine düşünerek aynı zamanda da yeni ve olumlu kararlar alabilmenizi dileyerek öneriyorum.
Twenge, ben neslini “bireyin sadece kendine odaklanması” fikrinin topluma aşılanmasından sonra doğan nesil olarak tanımlamıştır. Ben neslinin, görev ve sorumlulukların kişisel benliğin önüne geçtiği bir nesil ile tanışmadığını öne sürer. Ben neslinin kendinden önceki nesillerden farklı olarak, bireysel hakları için protesto yürüyüşlerine katılmak zorunda kalmadıkları ya da ebeveynlerinin güvenli doğum kontrol, kürtaj gibi seçenekleri olduğundan istenilen bebekler olarak doğduklarını söyler. Twenge bu gelişmeler ışığında ben neslinin, özel oldukları söylenerek büyütülen ve bu yüzden kendi hakkında fazla düşünmeyen, özgür olmalarını doğal karşılayan bireyler olduklarını söyler. Benlik sosyal ortamla birlikte oluşur. Ben nesline ait bireylerin kendinden önce oluşan bu sosyal şartlardan etkilenerek benliklerini oluşturdukları düşünülebilir.
Ayrıca ben neslinin, toplumun beklentilerini karşılamak yerine kendi beklentilerinin peşinde koşmaya inandıklarını ancak bu özgürlüğün bireylerin beklentilerini yükselttiğini ve bu yüksek beklentilerin bireyi kaygı ve depresyona sürüklediğini söyler. Buna göre ben nesline ait bireylerin ideal benliklerinin kendilerinden önceki gelen nesillerden farklı olarak daha yüksek bireysel amaçlar ve hedefler içerdiği söylenebilir. Bu yüzden bireylerin ulaşılabilir benlikleri ile ideal benlikleri arasındaki farkın büyümesinin Horney’in de daha önceden belirtiği nevrotik kişiler olma eğilimi oluşturduğu gibi ruhsal problemlere yol açtığı söylenebilir.
Ancak Twenge’den farklı olarak Neil Howe ve William Strauss, 2000 yılında yayınlanan “Milenyum Yükseliyor” adlı kitaplarında 1982’den sonra doğanlara yurttaşlık sorumluluğu ve görev bilinci yüklemişlerdir. Twenge de bugünün gençlerinde, görev bilincinin gerektirdiği takıma ya da göreve bağlılık gibi duyguları görmediğini söyler. Aslında kitabın bölümlerinden birinin adının “Gelecek Mükemmel Nesil” olmasının bile çocukların tapılarak büyüdüklerine dair bir işaret olduğunu ileri sürer. Ben neslinin bu tapılarak büyütülmeden kaynaklı olarak “Yetişkinlik Şoku” adı verdiği bir çatışmaya itildiğini söyler ve övgülerle büyütülerek ben neslinin öz saygılarını arttırdıkları ve gerçekçi olmayan beklentiler geliştirdiklerini, rekabetçi gerçekçilik ortamında depresyona sürüklendikleri belirtir. Twenge’nin yetişkinlik şoku adını verdiği bu çatışmayı olumluluk yanılgısının kırılması olarak da görebiliriz. Rekabetçi iş veya üniversite ortamına girene dek kendini geliştirme ve tutarlılık güdülerinin etkisiyle kendileri hakkında olumlu bilgileri toplayan ben nesli bireylerinin, bu ortamda kendileri hakkında doğru bilgilere ihtiyaç duyarak doğruluk güdüsü ile hareket etmek zorunda kalacağı varsayılabilir.
Twenge genel olarak bu özelliklerle nitelendirdiği ben neslinin kendisinden önceki nesillerden nasıl ayrıldığını, kitabını kişilikte ve davranışta gözlenen değişimlerle ilgili olan deneysel çalışmaların sonuçları ile temellendirerek yazdığını belirtiyor. Ben neslinden bir önceki nesil olan bebek patlaması neslinin gençliğine ait verilerle ben nesli adını verdiği neslin gençlerine ait verileri karşılaştırıyor. Verilerin yaştan ya da insanların gençlik hallerini yanlış hatırlamasından etkilenmemesinden ötürü bu çalışmanın çok büyük yarar sağlayacağını düşünüyor. Ayrıca bu veriler farklı kaynaklardan çeşitli verilerle destekleniyor.
Hazırlayan: Gözde DEMİR
Ayın film önerisi: The Proof
“The Proof” kör bir adamın hayatıyla ilgili bir film. Filmde Martin kör olduğu için her şeyin fotoğrafını çeken ve bu fotoğrafların hayatının bir kanıtı olduğunu düşünen bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. Filmdeki diğer karakterler Andy ve Celia. Andy, Martin için fotoğrafları tasvir ediyor; Celia ise Martin’in ev işlerinde yardımcı oluyor ve Martin’e aşık.
Filmi bilişsel psikoloji dersi ödevi izlemiştim ve derste öğrendiğim birçok şey karşıma çıktı. Duyum ve algılamalar, üstten aşağıya veya yukarıdan aşağı işleme, öğrenme işlemi, bellek, görüntü, tümdengelim akıl yürütme gibi birçok konunun günlük hayatımızla ne kadar da çok ilişkili olduğunu fark ettim. Kısaca bir psikoloji öğrencisine çok şey katacak bir film karşınızda. Hepinize iyi seyirler.
Hazırlayan: Büşra DUMAN
Ayın Müzik Listesi – Tema: Dinlerken Bizi Daha İyi Bir Dünyada Yaşıyormuşuz Gibi Hissettiren Şarkılar
Bol bol okuyun, izleyin, dinleyin diye! ?
