Stonewall , ABD’nin Greenwich Village bölgesinde yer alan bir bardır. Ancak LGBTI+ bireyleri tarafından (özellikle ABD’deki ) özgürlüğün ilk adımı olarak benimsenir. 28 Haziran 1969’da dünya tarihine geçmiş olan olaydan bahsetmeden önce Greenwich Village ve Stonewall’un çevresinde nasıl bir hayat vardı ve neden başka bir mekan değil de Stonewall’da bir ayaklanma çıktı buna değinelim.
Greenwich Village özellikle libarel hareketleri ile dikkat çeken bir bölgeydi. Ayrıca bölgede çok fazla Afro-amerikan, bunun yanında eşcinsel ve trans birey vardı. O dönemde eşcinsel ve trans bireylere yönelik çok ciddi yaptırımlar olduğundan (elektrik şoku verme , öldürülme , haklarından mahrum bırakma vb.) Greenwich Village bireyler için kendilerini daha rahat hissettikleri bir bölgeydi. Tabii bu rahatlık diğer bölgelere göreydi. Stonewall ise LGBTI+ bireylerinin çok sık gittiği bir bardı. Hatta bir çok kaynakta gay bar olarak da geçer. Stonewall’un işletmesini ise bir mafya yapıyordu. Dönemin Amerikasında kamuda çalışmaları bile yasak olan LGBTI+ bireyleri ise (özellikle trans bireyler) Stonewall’un çevresinde zorunlu seks işçiliği ile geçimini sağlıyor, bir otel odasında 10-15 kişi kalıyorlardı. Sürekli darp ediliyor; fiziksel, duygusal, cinsel istismara maruz kalıyorlardı. Stonewall’u işleten mafya ise genellikle trans ve bölgeye yeni gelen eşcinselleri zorunlu seks işçiliği yapmaya itiyordu. Aynı zamanda kaçakçılık da yapılıyordu. Stonewall, insanların nefes alabildikleri tek mekan olduğu için ve karşılarındaki mafya da çok güçlü olduğu için bireyler bu duruma sessiz kalıyorlardı.
Greenwich Village bölgesindeki polis karakolu tarafından her gün Stonewall’a baskın yapılıyor ve baskın sırasında kimlik kontrolü yapılıyor, trans bireylere “Cinsiyetinize uygun giyinmiyorsunuz ve seks işçiliği yapıyorsunuz.” denilerek gözaltına alıyorlardı. Eşcinsel bireyler ise her gün yaşanan bu baskında çoğunlukla işittikleri hakaretler sonrası serbest bırakılıyorlardı. Polisler baskına neden olarak ise Stonewall’u işleten mafyayı sebep gösteriyordu ancak herkes bunun kasti olarak LGBTI+ bireylerine yönelik bir saldırı olduğunun farkındaydı.
Stonewall’a giren polis kuvvetleri bireylere ” Sizler onursuzsunuz.” diyor ve ayrıca bireylere cinsel istismarda bulunuyordu. Onların bu durumu hak ettiklerini savunuyorlardı. Tabii bu şiddet Stonewall’da hararetli olarak her gece devam etse de Greenwich Village bölgesinde ve ABD’nin neredeyse her bölgesinde de devam ediyordu.
28 Haziran 1969 gecesi ise farklı bir şey oldu. Kolluk kuvvetleri Stonewall işletmecisi olan mafyayı tutuklamak için içeri girdiler. Ancak her gece olduğu gibi bunu içerideki eşcinsel , trans bireylere sözlü ve fiziksel şiddet uygulayarak ve cinsel istismarda bulunarak yaptılar .Tutuklama işleminden sonra mekan boşaltıldı ve tam o sırada polisler Stonewall’un içerisinde, eşcinsel ve trans bireyler dışarıda iken içeriye bir taş atıldı ve ”Bizler onursuz değiliz.”, ” Eşcinseller güçlüdür.” gibi sloganlar atılmaya başlandı. Birbirlerinden güç almaya başlayan LGBTI+ bireyleri ardarda Stonewall’a taş yağdırmaya başladılar. Bu sırada polisler kendilerini içeriye kapattılar ve New York kolluk kuvvetlerine yardım çağrısında bulundular. Dışarıda ise her saniye daha da öfkelenen ve direniş gösteren bir kalabalık vardı. Bu onların ”Artık yeter.” demesiydi.
Etraftan söktükleri direk ile Stonewall’un kapısını kırmaya çalışan kalabalığa her geçen saniye birbirinden güç alan diğer bireyler de eşlik etti ve bir ara Stonewall’un kapısı kırıldı. Ancak içerideki polisler buna direniş gösterdiler. Aralarında geçen bir konuşma ise şöyleydi: “Eşcinsellerin bize karşı koyabildiklerine inanamıyorum. O yumuşaklar dövüşebiliyor.”
Ayaklanma devam ederken New York kolluk kuvvetleri kalabalık bir ekiple Stonewall önüne geldi ve kalabalığa dağılın çağrısı yaptı. Ancak kalabalık bu çağrıya uymadı ve birkaç saniye içerisinde destekli gelen kolluk kuvvetlerinin ağır şiddetine maruz kaldılar. Bu sırada önce geri çekilen bir grup daha sonra ara sokaklardan polislere saldırmaya devam etti ve bu durum saatlerce devam etti. Sabah olduğunda ise bu direniş ABD tarihine geçmişti. Sokak savaş alanına dönmüştü.
28 Haziran 1969 yılında gerçekleşen bu ayaklanma sonrası her yıl aynı gün Stonewall önünden Central Park’a kadar yürümeye başlandı. Önce yüzlerin katıldığı bu yürüyüşe daha sonra binler, on binler katılmaya başladı. Polis ise bu kalabalığa artık şiddet uygulayamıyor hatta yürüyüş esnasında güvenliği sağlamakla görevlendiriliyordu. Günümüzde ise Haziran ayı ”Onur ayı” olarak kutlanmakta ve ülkemiz dahil bütün ülkelerde ”Onur Yürüyüşleri” yapılmaktadır. Her ne kadar son 3 yıldır bu yürüyüşler çeşitli bahaneler gösterilerek yasaklansa da bu LGBTI+’nın var olduğu ve hep var olacağı gerçeğini değiştiremez.
Ayaklanmada öne çıkan bireylerden bir kaçı ise daha sonradan kadın haklarına ve LGBTI+ bireylerine destek veren ve bu konuda ülkelerinde öncü olan dayanışma grupları kurmuşlardır. Stonewall’u işleten mafya ise LGBTI+ aktivisti olmuştur. Günümüzde Stonewall ”Ulusal Öneme Sahip Tarihi Yer” unvanına sahiptir.
YAZAR: Kürşat Keşan