Saçlarında Salıncak

''Salıncak yapacaktı küçük çocuk Bir ileri iki geri Kazdığı kuyulara düşercesine Kalkardı elbet Capcanlı yaşamın ta kendisiydi''

Yollar kesişirken birbiri ardına

Baktı yalnızca o yollara

Sanıyordu ki bütün mesele varmaktır

Varamadığında anlamıştı.

Rüzgarların uğultulu şarkısı

Bastırıyordu kimi zaman derinden geleni

Bir o bir de onlar

Gömdüler sandığın en derin yerlerine

Kaybolmuştu bile bile

Bulunmak isteyen kimdi ki? 

Büsbütün derinleştirirdi.

Toprağını kazdı mızrağıyla,

Onun bile bulamayacağı yere sakladı sandığını.

Dönmesi meçhul bir gidişti şimdi de,

Habersizdi. 

Saklamak için sandığı,

Kazarken toprağı ellerine aldığı mızrağı,

Gövdesinin tam orta yerinde,

Göğsünde derin bir acı,

Dallarından soğuk bir irkilmeyle,

Dökülen dört bir yanına yaprakları,

Her bir zerresine batan kıymıkları,

Dönecekti gerisin geriye elbet

Habersizdi.

Saçlarından tutunacaktı sonra

Salıncak yapacaktı küçük çocuk

Bir ileri iki geri

Kazdığı kuyulara düşercesine

Kalkardı elbet 

Capcanlı yaşamın ta kendisiydi,

Dopdolu bir hayat gibiydi,

Saçlarında salıncak misali…

Bil ki yalnız değiliz, hepimiz hayatta dönem dönem fırtınalarımızın ortasında kalıyoruz ve küçüklükten beri öğrendiğimiz güçlü dinamiklerimizle yüzleşiyoruz. Kimi zaman çaresiz ve umutsuz hissedip dünya başımıza yıkıldı zannediyoruz. Halbuki olan şey şu: O an hisler kötü olabilir ama bu sadece o an için özel ve geçici bir şey, üzerine uyuyup uyandığında, derin bir nefes aldığında, zihninin fırtınaları sakinleşmiş olacaktır. Acıyı, kederi, hüznü hisset ve içinde dolaşmasına izin ver, kaybolmamak şartı ile. Karmaşık görünen ne varsa mutlu ol çünkü bu çok yakında çözümü gelecek demektir. Bazen saatlerce düşünmenin sonunda, bazen hiç beklemediğin bir anda. Herkesin ve her şeyin bir zamanı vardı. Nasıl ki zamanla vücudumuz büyüyor ve olgunlaşıyorsa, zihnimizdeki fırtınalar da biz yaşayıp deneyimledikçe büyüyor ve sakinleşiyor. Hayat neyi ne zaman yapmamız gerektiğini, neye ne zaman ihtiyacımız olduğunu bize aslında tam vaktinde veriyor. İhtiyacımız olan bir tutam güven ve bir tutam sabırdı. Hem hayata hem kendine. Aslında zihnine. Cevap bulamadığın ve sıkıştığın her an durdur oradaki bütün anı. Bir müddet farklı yolculuklara çık, sonra geri döneceksin zaten. Çünkü dönebileceğin tek yer orası, sensin. Her şey ve herkes geçer ama sen kalırsın. Bir de hayat yolunda yanında yürüyen yol arkadaşların kalır. Ve bu çok kıymetli. Çünkü insan hayatta tek başına yaşayamaz. Evrimsel sürecine aykırı bir kere. Bağ kurmaya ihtiyacı var, bağlı ama bağımsız olarak. 

Ne kendinden vazgeçerek, ne de onlardan… 

Yazar. Ceren Bayram

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.