Türkçe alternatif rock dünyasının en sevilen gruplarından Pinhani’nin vokali ve gitaristi Sinan Kaynakçı ile müzik üzerine keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
1- Pinhani ismi nereden geliyor?
Pinhan’dan geliyor. Pinhan gizli demek, pinhani ise gizli olan. Dedemin mahlasıymış, dedem çok bilinmeyen bir şair. Şimdi biz kullanıyoruz onun mahlasını.
2-Özel hayatınızda yaşadığınız sıkıntıları, problemleri atlatmada müziğin ya da herhangi bir sanat dalının etkisi, yardımı oluyor mu?
Oluyor tabii ki. Canım ne zaman bir şeye sıkılsa enstrümanı elime alıyorum, en azından o anlık bir rahatlama yaşıyorum. Genel manada da müzikle uğraşıyor olmak insanın kafasını dağıtıyor tabii ki başka işlere kıyasla. Gerçi zaman zaman bizim işimizde de çeşitli sıkıntılar oluyor özellikle konser zamanları, zor zamanlar yaşayabiliyoruz. Gittiğimiz yerlerde zor koşullara, zor insanlara denk gelebiliyoruz. O zaman da özel hayatımız dayanma gücü veriyor. Her zaman iyi gitmeyebiliyor işler. Ülke gündeminden dolayı da zaman zaman işini yapamaz hale gelebiliyorsun. Bazen insanlar müziği bırakma aşamasına geliyor çeşitli sebeplerle. Öyle bir durumda özel hayatın da kötü giderse dibe vuruyorsun ve müziğini yapamaz hale geliyorsun. Bizim grubumuzda da sahneyi bırakma durumuna gelen insanlar oldu zaman zaman. Müzik piyasasında gelir durumu da dalgalı, bunu herkes kaldıramayabiliyor maddi ya da manevi olarak.
3-Sait Faik Abasıyanık bir öyküsüne “Yazmasaydım deli olacaktım.” diye başlıyor. Siz de aynı şeyi müzik için düşünüyor musunuz?
Deli olmak çok ağır bir ifade fakat müzik yapmasaydık içimizde kalırdı tabii. İnsanın kendini ifade edebiliyor olması çok güzel ve özel bir durum. Kendini ifade ediyorsun insanlara. Kendince bir fikrin var, bunu ortaya koyuyorsun ve bu azımsanmayacak bir kitleye ulaşıyor, o kitle tarafından benimseniyor, benimsenmese bile en azından dikkatlerini çekiyor. İnsanın psikolojisi açısından da piramidin üst basamaklarında değerli bir durum. Tabii ne yazık ki şu an ülkemizde alt basamaklarda birçok sıkıntı var, üst basamaklara sıra gelemeyebiliyor.
4-Şarkıları yaparken kendi hayatınızdan mı yola çıkıyorsunuz yoksa her şey sizin için bir kaynak olabiliyor mu?
Kendi hayatım ve gördüğüm hayatlar, gördüğüm şeyler, her şey kaynak olabilir. Görebildiğimiz kadarıyla tabii ki. Kendi hayatımı görebilirim ama çevremdeki insanları bir miktar görebilirim, bana gösterdikleri kadarını görebilirim. Bazen televizyonda gördüğüm bir şey de olabilir kaynağım. Artık televizyon ve internet de hayatımızın bir parçası, orada bize gösterilen şeyler de hayatımızın içinde. Gördüğüm bir haber ya da bir olay beni çok üzebilir ya da mutlu edebilir ve ilham kaynağı olabilir.
5-Yitirmeden ve Geri Dönemem gibi şarkılarınızın kliplerinde toplumsal konulara değiniyorsunuz. Müzik aracılığıyla topluma ulaşmanın gücü hakkında ne düşünüyorsunuz?
Değinebildiğimiz kadar değinmeye çalışıyoruz. Müziğin kesinlikle böyle bir gücü olduğuna inanıyorum ama bu gücün herkesi aynı anda etkilemekten ziyade az sayıda insanı olabildiğince çok etkilemekten geçtiğini düşünüyorum. Bir mesajla 70 milyon kişiye bir şey anlatmaya çalışmak fazlasıyla beyhude ama en azından bazı insanlara -az sayıda da- olsa bir şeyleri hatırlatmanın, fark ettirmenin iyi bir şey olduğunu düşünüyorum. Bunun için uğraşıyoruz biz de.
6-İlk başladığınız zamanlarda sahne korkunuz var mıydı, varsa nasıl atlattınız? Sahnede nasıl hissediyorsunuz?
Aynı işi defalarca yapmanın her türlü heyecanı aldığı kesin. Biz de artık aynı işi defalarca yaptığımız için korkumuz çok azaldı. Tabii yeni şeyler denendiğinde o heyecan tekrar oluyor ama ilk seferki gibi olmuyor hiçbir zaman. İlk başlarda korkumuz elbette vardı. Eskiden 3 tane arkadaşıma çalarken yaşadığımız korkuyu şimdi üç bin kişiye çalarken yaşamıyoruzdur muhtemelen ama yine de ciddi bir kalabalık gördüğümüzde insanda bir heyecan artışı oluyor hala ister istemez.
7- Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı bizlere?
Ben müzisyenim bu nedenle genel olarak müzik hakkında bir şeyler diyebilirim. O da sabırlı olun ve öğrenmeye açık olun. Müzik için bu kesinlikle böyle ancak diğer alanlar için de bunun geçerli olduğuna inanıyorum. Her zaman öğrenmeye açık olun. Sadece bu şekilde kendinizi geliştirebilirsiniz.
Hazırlayan: Batuhan Uçar, Elif Böğürcü, Ezgi Aktuğ