Blog

Zaman Sonsuzluğunun Ötesi ve Öncesi

Sorduğumda insanlar boşlukta süzüldüğünü, ya da hayatın akışına kapılıp gittiğini söylüyor. Varacağı noktanın, varmak istediği yerin neresi olduğunu bilmeyen bir insanın zaten rüzgârın onu oradan oraya savurmasına izin vermesinden başka şansı yok gibi görünüyor. Peki sen nerede olmak isterdin? Rüzgâr durdu, ayaklarının üzerindesin artık, önünde de uzun bir yol var… Nereye çıksın isterdin o yol?” 

Bir Hayat, Bir Anlam, Bir Sevgi

“Sorun tam olarak burada! Herkes anlatmak istiyor, kimse dinlemek istemiyor. Herkes anlaşılmak istiyor, kimse anlamak istemiyor. İnsanlar kendilerini ifade etme yolunda o denli kayboldular ki, o denli parçalıyorlar ki benliklerini, etrafı anlamaya yönelik algılarına karşı kör ettiler zihinlerini. Sevmeyi bilmiyorlar Bahar, insanlar sevmeyi bıraktı. Daha ne olsun?”

Sessizliğe Mahkum Sevgi

Diğer tüm duygularını yansıtmasına ket vurmuş; tüm güzel sözlerin, kavuşmaların, umutların katili olmuş korkuyu yüreğine gecenin karanlığında kalan bir geçmiş dikmişti. O ise her daim, korkunun yüreğine henüz yer edinmediği çocukluğuna dönmek isterdi.

Ne Olacak Bu Düşünceler?

Ait hissedebilmek adına kendimden her gün ayrı bir parça bıraktığım bu hayat bana o kadar yabancı ki; sanki bir ânda yok olsam hayattan, bunun farkına ben dâhi varamayacağım.