Sosyal Medya ve Linç Kültürü

   (Bu yazının okunması yaklaşık üç dakika sürmektedir.)

Sosyal medya kullanan herkesin duyduğu, gördüğü belki maruz kaldığı linç girişimleri, son zamanlarda giderek artmaktadır. Peki ya nedir bu linç kültürü? Türk Dil Kurumu Sözlüğüne göre “Birden çok kimsenin kendilerine göre suç olan bir davranışından ötürü birini, yasa dışı ve yargılamasız olarak öldürmesi.” olarak tanımlanmaktadır.

Linç girişimleri kişilerin cezayı kendileri verme isteğine dayanır. Günümüzde linç girişimleri ile yaygın olarak sosyal medyada karşılaşsak da linç kavramı, sadece sosyal medyaya ait bir durum değildir. Hatta linç kavramı ilk olarak ABD’de başta hukuki mercilerin ulaşamadığı yerlerde bir tür adalet dağıtım sistemi olarak işlenmiştir. Daha sonra ise hukuki mercilerin varlığında hukuka güvensizliğin yükseldiği hallerde ortaya çıkmıştır. Linç olgusunun ortaya çıkmasında rol alan kişiler arasında yargıç olanlar da vardır. Yargıç James Lynch bu örneklerden biridir. James Lynch, 1493’te cinayet zanlısı oğlunu mahkûm ettikten sonra evinin penceresinden sarkıtarak bizzat asmıştır (Düzgün, 2017). Her ne kadar bireysel linç girişimleri bulunsa da linç girişimlerinin temel özelliği topluca yapılması ve bireyin anonimleşerek sorumluluk almamasıdır.

Sosyal medya kişilerin anonimliğini arttırarak kişilerin sorumluluklarını azaltması açısından linç kültürüne zemin hazırlamaktadır. Geleneksel medyanın aksine tek yönlü bir bilgi alışverişi değil, çift yönlü bir bilgi paylaşım imkânı sağlayan sosyal medyanın, kullanıcılar arası etkileşimi arttıran çeşitli özellikleri vardır bu özellikle kısaca bakmak gerekirse;

 1.Katılım: Sosyal medya, iletişim kuranları cesaretlendirerek onların geri bildirimde bulunmalarını ve çeşitli katkılar sunmalarını teşvik eder. 

2.Açıklık: Sosyal medya, mümkün olduğunca engelleri kaldırarak kullanıcılarına içeriğe erişim ve kullanımda yardımcı olur.

 3.Etkileşim: Sosyal medyada çift yönlü bir işleyiş vardır ve bu da karşılıklı etkileşime neden olmaktadır. Bu etkileşim ile birlikte kaynak ile alıcı arasında hızlı bir etki tepki olayı kolaylıkla gerçekleşebilmektedir. 

4.Topluluk: Sosyal medya insanlara çeşitli konularda veya ilgili insanlara yönelik topluluklar kurmayı sağlayarak etkin bir iletişim imkânı sunmaktadır (Aksöz, 2019). Yukarıda sayılan tüm bu özellikler karşılıklı etkileşimi arttırma ve topluluk oluşturma kolaylığı sayesinde linç kültürünü desteklemektedir.

Her ne kadar sosyal medya linç kültürünün yaygınlaşmasına destek oluyor desek de sosyal medya kullanımının linç girişimlerine sebep olduğuna dair bir iddiada bulunmak sağlıklı olmayacaktır. Linç girişimlerini toplumun bir yansıması olarak düşünülebilir. Rekabet içeren, kutuplaşmanın hızla arttığı, saldırgan davranışların sık rastlandığı ve desteklendiği toplumlarda linç kültürü de artacaktır. Sosyal medya bu girişimlerinin gündelik hayatta görünürlüğü azaltarak sanal ortamlarda görünürlüğünü arttırmaktadır.

Geçmiş yıllarda linç girişimleri, hukuk arayışının ya da hukuka olan güvensizliğin bir sonucu olarak ortaya çıkan saldırgan davranışlar olsa da günümüzde hukuk arayışı amacı gütmeden de pek çok farklı konuda ve farklı kişilere yapılan bir davranış haline gelmiş bulunmakta. Bu girişimlerde sosyal sınıflandırmanın da  etkisini gözlemleyebiliriz. İnsanlar, sosyal sınıflandırma sonucunda oluşan bir iç grup dış grup arasında bir karşılaştırma sürecine girer ve bu süreç iç gruba karşı olumlu yönde bir yanlılık ile sonuçlanır. Sosyal medya aracılığı ile rahatlıkla iç grup ve dış grupların karşılaşması linç girişimleri ile sonuçlanabilmektedir. Sosyal medyada linç kültürünün yaygınlaşmasını sağlayan bir diğer özellik ise sosyal medyada kolayca oluşturulan kalabalık gruplardır. Kalabalık grupların bireyin üzerinde önemli etkileri olduğu bilinmektedir. Birey tek başına yapmayacağı ya da yapamayacağı özellikleri grup dinamiğine uyarak yapabilir.

Kısaca sosyal medyanın bizlere sunduğu; kolay etkileşim kurma, karşılıklı bilgi paylaşımı ve topluluk oluşturma gibi özellikler linç girişimlerini yaygınlaştırarak linç kültürünü oluşturmaktadır. Sosyal medyanın sunmuş olduğu özelliklerin yanında asıl linç kültürünü oluşturan etkenlerin, toplumda artan kutuplaşma, nefret söylemleri, desteklenen saldırgan davranışlar, rekabet ve hukuk arayışı olduğu unutulmamalıdır. Sosyal medya, bu girişimleri kolaylaştırmakta ve görünür kılmaktadır.

Yazar: Dilara Şahinoğlu

Kaynakça

Aksöz, C. (2019). Sosyal Medyada Narsisizm ve Linç Kültürü.

Düzgün, Ü. A., Özkan, K. (2017). Toplumsal Şiddet Eylemi Olarak Şiddet. Güvenlik Çalışmları Dergisi.

Yardım, M. (2016). İç Grup Dış Grup Bağlamında Fransız İntelligientsia Örneği . Sosyoloji Konferansları htt.ps://www.milliyet.com.tr/pembenar/pelin-hazer/sosyal-medyada-linc-etme-psikolojisi-2906922

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.