Sevmek Üzerine

''Sevmenin ne olduğu/nasıl olacağı doğuştan edinilen bir bilgi değil. Deneyimlemek, öğrenmek gerekiyor. İşte sırf bu yüzden keşke diyorum, keşke sevmenin eğitimi verilse.''

“Seni seviyorum ama isterdim ki bu senin karnını doyursun, yaranı onarsın, üstünü örtsün, hiç olmadı bir cam pencere açsın, içine su serpsin, sırtın okşansın ve sen uyurken etrafa göz kulak olsun. Oysa hiçbir şey yapmıyor. Yani seviyorum ama bunun bu kadar oluşu beni kırıyor.” diyor şair.

Peki, sevmenin bu kadar oluşu ne demek?

Sevmek yukarıdaki eylemleri kendiliğinden var eden bir olgu değil mi?

Maalesef sevgili okur, sevmek bu eylemleri barındırmayabiliyor. Sevmek bazen sadece sevmek olabiliyor. Daha fazlası değil. 

Fakat neden?

Tarihte var olan insan sayısı kadar sevme biçimi vardır desem abartmış sayılmam. Çünkü sevmek öznel bir deneyim ve hiçbir insanın öznel deneyimi birebir aynı değil. Hal böyle olunca insanların sevme biçimi de birebir aynı olmuyor. Fakat konumuz doğrudan bu değil. Üstünde durmak istediğim nokta sevmek üzerine bilinmesi gereken temel bileşenler… Temel bileşen derken Erich Fromm’un bahsettiği ilgi, sorumluluk, saygı ve bilgiden söz ediyorum. Bazı insanlar bu bileşenlerden habersiz bir şekilde sevme eylemine giriştiğinde “sevmek sadece sevmek” oluyor. Görüyorsunuz, yukarıdaki sorumuzun cevabı burada yatıyor. 

Sevmenin ne olduğu/nasıl olacağı doğuştan edinilen bir bilgi değil. Deneyimlemek, öğrenmek gerekiyor. İşte sırf bu yüzden keşke diyorum, keşke sevmenin eğitimi verilse. Bunu istiyor olmadaki amacım makineden çıkmış gibi herkesin tekdüze sevgi eylemini gerçekleştirmesi değil. Bu konuda yanlış anlaşılmak istemem. Bu bileşenleri bilmek benzer şekilde sevmek demek değil. Bunun öğretilmesini istiyorum çünkü insanların sevginin temelinde var olan bu bileşenleri bilmesi gerektiğine inanıyorum. 

Sevmek fiili için bu bileşenlerin gerekli olduğunu söyledim. Peki, neden? Biraz bunu açalım. Ama bunu açmadan önce sormak istiyorum: “İnsanların sevgisinin de hasta olabileceğini biliyor muydunuz?” Sevgi 4 bileşenden oluştuğuna göre pekâlâ sevginin bir sistemden oluştuğunu söyleyebiliriz. Tıpkı insan vücudunda var olan sistemler gibi… Hepimiz, insan sistemindeki herhangi bir bozukluğun hastalığı beraberinde getirdiğini ve insanların tedavi olmak için koşa koşa doktora gittiğini biliyoruz. O halde insanlar sevgi sisteminde bir bozulma olduğunda ne için bunu bir hastalık olarak görmüyor? Koşa koşa bir uzmandan yardım almayı bırak, neden herhangi bir şey yapmıyor? Çünkü sevginin ne olduğu bize öğretilmedi. Çünkü biz hasta olduğumuzun ayrımını yapamayacak kadar sevgi sistemine yabancıyız. Peki, bu yabancı olduğumuz sistem nasıl hasta oluyor? Bileşenlerinden herhangi birinin eksikliği ya da bozulması kaçınılmaz olarak hastalığa neden oluyor. 

Çok fazla şeyden söz ettim. Hadi bu bileşenlerin önemini kavrayabilmek için bazı örnekler verelim. Diyelim ki X kişisi Y kişisini çok seviyor. Fakat ilgi bileşenini sunma konusunda yetersiz. Sizce bu ilişki ne kadar süre devam eder ve ne kadar sağlıklı bir süreç olur? A kişisi B kişisini seviyor. B kişisi için yapamayacağı şey yok. Fakat kişinin var olan istek ve taleplerine karşı saygılı değil. Ama seviyor, ilgileniyor, sorumluluk alıyor, bilgili… Peki, sizce bu sağlıklı bir ilişki mi? Kesinlikle değil. Fakat çoğu zaman bu durumun farkında olmuyoruz. Bu yüzden de sevgimizin hastalandığını ya da bize sunulan sevginin hastalıklı bir sevgi olduğunu göremiyoruz. Mesela Y kişisi “X kişisi benimle ilgilenmiyor ama olsun bana saygılı, beni seviyor” diyerek ilişkisine devam ediyor. Ne kadar çok yıprandığının ve sağlıksız bir sürecin içinde olduğunun farkında olamıyor. Aynı durum tahmin edeceğiniz üzere B kişisi için de geçerli. Bu kişi A kişisi için “Benim ihtiyaçlarıma karşı saygılı değil ama olsun beni seviyor, benimle ilgileniyor” diyerek ilişkisine devam ediyor. Bunun sonucunda içinde bulunduğu ilişkinin hastalıklı bir sevgi süreci olduğunun farkına varamıyor. Ee, huysuz psikolog bu bahsettiğin tüm özelliklere sahip birini bulduk da biz mi sevmedik? Haklısın, sevgili okur. Bu bileşenlerden insanların çoğu habersiz. Etrafta “Seni seviyorum ama bu sana yetmiyor!” diye dolaşan pek çok insan mevcut. Farkındayım. Fakat bu yazıyı okuyan sensin ve sen artık bundan haberdar olduğuna göre bu konuda biraz okuma yapmaya ve sevginin sağlıklı olanı için adım atmaya başlayabilirsin. Bunu etrafındaki insanlara aktarabilir ve sevginin sadece sevmek olmadığı bir dünya için adım atabilirsin. Ve şairin düşlediği gibi sevginle karşı tarafın üstünü örtebilir, içine su serpebilirsin.

Ah sevgili okur, şair gibi hissediyorum şu an. Size bildiklerimi aktarıyorum ama isterdim ki anlattıklarım içinizdeki hastalığı yok etsin, hiç olmadı size sevgiyi öğretsin, yüzünüze ve ruhunuza huzur versin. Oysa sadece yazıyorum. Yani evet, yazıyorum ama bunun bu kadar oluşu canımı sıkıyor.

Yazar: Zeynep Çakmaz

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.