Kaçış

"Aslında kişi hep aynı yere döner: kendi içine. Çünkü insan; en uzak yerlere bile gitse yüreğini yanında taşır, bir köşeye öylece bırakamaz."

(Bu yazının okunma süresi yaklaşık 2 dakika sürmektedir.)

         Her insan, acının pençesine düştüğünde kendine bir çıkış yolu arar; kimisi bir dost sesinde huzur bulur, kimisi kendi içine kapanıp sessizlikle dost olur. Bazıları gözyaşlarıyla ruhunu yıkar, bazıları kahkahalarının yankısında kendini saklar. Kimisi öğlenin yakıcı güneşi altında bir gölge arar kendine, kimisi ise geceyi yırtan ay ışığında acısına sarılır.

         Bazılarımız acıyı bir melodinin içine saklar. Hafifçe çalan bir piyano, karanlık bir odanın köşesinde yankılanır. Kimi ise kitapların sararmış sayfalarına sığınır, yabancı bir hikâyede kendine bir pencere bulur ve kimi, hayatın telaşına karışıp acıyı zamana emanet eder; belki bir sabah kuşların cılız şarkısında unutulur, belki de bir gün batımının renkleri arasında eriyip gider.

         En çok da insan gözlerini kapatıp uzaklara dalar; hayali bir yolculuğun içinde, hiç bilmediği yerlere gider ve hayat, bazen sadece geçip gitmeyi beklediğimiz bir tren yolculuğuna dönüşür. Dışarıda hızla kayan ağaçlar, tarlalar, uzak kasabalar ve kır çiçekleri… Tren raylarının titremesi, içerideki karmaşayı bir süreliğine susturur ama manzaralar değişse de hisler hep aynı kalır. Aslında kişi hep aynı yere döner: kendi içine. Çünkü insan; en uzak yerlere bile gitse yüreğini yanında taşır, bir köşeye öylece bırakamaz.

         Bu yolculuktan insanı büyüten bir şeyler çıkar. Acının her darbesi, insanın kendisine daha da yaklaşmasına vesile olur. Geceyle gündüz arasında yürürken insan yavaş yavaş anlar: Karanlık, yıldızları görünür kılar; acı ise insanı kendi ışığına ulaştırır.

         Belki bu yüzden acıdan kaçmamak gerekir. Çünkü o bize kim olduğumuzu, kim olabileceğimizi hatırlatır. Belki bir bahar sabahında dallarda açan çiçeklerin taze kokusuyla yeniden umut buluruz. Belki de bir kış gecesi, pencere camında biriken buğunun ardında kendi suretimizi görürüz. İşte o an, insan anlar: Acı; bizi sadece yaralamak için değil, aynı zamanda iyileştirmek için vardır ve o iyileşme süreci, insanın kendi romanının en güçlü bölümlerini yazdığı andır.

Merve Gedik

https://pin.it/1Tw7J0yiJ

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.